Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Engelleri aşmak için
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Hepimiz âhiret yolcusuyuz. Bir vasıtayla yolculuk, dağlarda, kayalıklarda olmaz, düz yolda olur. Sarp kayalardan geçilmez. İşte, âhirete giden yolun en büyük engeli nefsimizin heves ve istekleridir. Bu engeli aşmanın yolu, dünya işleriyle vücut olarak değil, ama kalben alakayı kesmektir. Yiyip içerken, çalışırken, dururken, her yerde ve her zaman, Allahü teâlâ ile beraber olduğumuzu düşününce, nefisten kaynaklanan bütün bu engeller aşılır ve düz yolda gitmeye başlarız.

Dar yolda koşuşturmalar olunca çarpışma olur. Geniş yolda gidilirse çarpışma olmaz. İşte dünya yolu dardır. Dünyalık peşinde olan, hep geçimsizlik içindedir. Ailede, cemiyette, her yerde böyledir. Çünkü bütün boğuşmalar, didişmeler, menfaat hesapları, hep bu dar yerde olur. Âhirete giden yolda ise çarpışma olmaz. Din kardeşliği olur, birlik ve beraberlik, sevgi ve fedakârlık olur.

Bir şey mutlaka olacaksa, onu olmuş bilmeli. Ölüm kesindir. Burası istirahat yeri değil, çalışma yeridir. Bize ait olan, bizimle gelen, sadece iyi kötü amellerimizdir. Günahlarla sevablar, orada teraziye konacaktır. Bu hesaba hazırlıklı olmalı. Ecel, bir an ne ileri gider, ne geri kalır. Bunun için ölümü çok hatırlamak gerekir. Ölüme hazır bekleyen, iki cihanda da rahat eder.

Peygamber efendimiz ömrü boyunca, nasıl bina yapılacağını veya nasıl tarla sürüleceğini öğretmedi. Bir gün öleceğimizi, bu dünyada misafir olduğumuzu, yaptıklarımızı nefsimiz için değil, Allah için yapmamız gerektiğini, aksi takdirde Allah için olmayan her türlü ticaretin hattâ ibadetin bizi kurtarmayacağını öğretti.

Kendini garip bir yolcu veya ölmüş kabul edenin, yani dünya ile olan alakasını kalben kesenin, başarısız olması imkânsızdır, çünkü öyle kabul edince öfke, şikâyet kalmaz, uzun emel biter. Nasıl bitmesin ki, biraz sonra vasıtaya binip âhirete gidecektir. Hemen gitmese bile, kendini zaten ölü kabul ettiği için öfkesi olmaz. Ölüyle diri kavga eder mi? Teneşir tahtasında yatana bir şeyler söylense, ona hakaret edilse, ölü ona hiç cevap verebilir mi? Ölü ile diri arasında münakaşa olmaz. Herkes kendini ölü kabul etse, dünya güllük gülistanlık olur.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı