Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Garip yolcu gibi olmalı
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bütün huzurların kaynağını, başarıların esasını, herkesle iyi geçinmenin, kısacası iki cihan saadetinin yolunu şu hadis-i şerif bildiriyor:
(Bu dünyada bir garip veya yolcu gibi ol ve kendini ölmüş, kabir ehlinden say!)

Bu dünyada kendimizi, memleketimizde değil; dilini, yerini, adresini bilmediğimiz, kimseyi tanımadığımız bir yerde, yaşama mücadelesi veren garip biri olarak kabul etmeliyiz. Garip demek, tanıyanı, yardım edeni olmayan zavallı demektir. Peygamber efendimiz, insanlara karşı böyle garip olmak gerektiğini bildiriyor. Nasıl, garipken, başkalarıyla yakın alaka kuramıyorsak, her zaman, herkesle kalben alakamızı kesmeliyiz. İnsan çöl ortasında kalsa, ne insan, ne su, ne ağaç olsa, yani hiçbir şeyi olmasa ne yapar? Elbette Allah der. İşte Allahü teâlâ, insanların arasındayken, kalben böyle gurbette olanları sever.

Garip olmak, kendini ölmüş saymak ne demektir? Çevremizdeki yakınlarımıza değil, yalnız Allah’a güvenmek demektir. En iyi dost Allahü teâlâdır. Eşin dostun faydası çok sınırlıdır, o da yine Allah’ın izniyle olur. Bunlarla görüşürken, her şeyin Allah’tan olduğunu unutmamalı. Her nimetin sahibi, her şeyi yaratan Allah’tır. İnsanlar birer vasıtadır. Allahü teâlâyı unutarak, herhangi bir iyiliği bizzat o şahıstan bilmek çok tehlikelidir. Hazırlanıp verilen bütün nimetler Allah’tandır, ama getiren, hazırlayan insandır, çünkü Allahü teâlâ ona sevab vermek istiyor. Birini hidayete kavuşturan, ona uygun bir din kitabı veren de Allah’tır. Ama diğer nimetler gibi direkt vermiyor da bir sebeple veriyor, çünkü o sebeple sevab verip onu da kurtarmak istiyor.

Müslüman, yolcu olduğunu bilmeli, yolcu gibi hareket etmeli. Yolcu, biletini almış, bavulu elinde, az sonra kalkacak olan vasıtaya binmeye hazır bekleyen kimse demektir. Yola gideceğinden habersiz olan birine, haydi gidiyorsun dediklerinde, bunun hâlini bir düşünelim. Hazır olanın rahatlığı nerede, hazır olmayanın telaşı, nefes nefese kalması nerede? Hazır olmayan kimse şaşırır, eli ayağı dolaşır, (Eyvah, şunlar lazımdı, bu da eksik! Ne yapacağım ben şimdi?) der, ama elinden bir şey gelmez. Onun için, âhiret yolcusunun her an ölüme hazır hâlde beklemesi gerekir. Haydi denildiğinde ben hazırım diyene ne mutlu!
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı