Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Niyet ve teslimiyet
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet âlimlerinden faydalanmanın, onların yolunda yapılan hizmetlerde başarılı olmanın birçok şartları var. En önemli üç şart şöyledir:
1- Sıfır seviyede alçak gönüllü olmak. Deniz seviyesi gibi, rakım sıfır. Çünkü bütün nehirler oraya akıyor. Su, bir metre de olsa, yüksekte durmaz. O büyüklerin huzuruna, zerre kadar kibirle veya ucubla, yani kendini ve işini beğenmekle gelen mahrum gider.

2- Pazarlıksız, farklı düşünmeyen, temiz, iyi niyetli bir kalb.

3- Tam teslimiyet. Allahü teâlânın yardımına, büyüklerin duasına değil de, kendi gücüne, kendi ilmine güvenen başarılı olamaz. Bu yüzden hizmete gidenlerin, kendilerini aradan çekmeleri gerekir. Sadece niçin gönderildiklerini bilmeleri yeter.

Hayber’de çok zalim, iri yarı kâfirin biri, Müslümanlara zarar veriyormuş. Peygamber efendimiz, Eshab-ı kirama, (O zalimin kellesini bana kim getirir?) buyurur. Onların içinde, en zayıf, en narin yapılı biri herkesten önce atılıp, (Ya Resulallah, bu işe ben talibim) der. (Öyleyse, git getir!) buyurur. O da, (Peki yâ Resulallah) der ve çıkar.

Beklerler, gelmez. Bir gün yok, iki gün yok. Resulullah efendimiz, (Nerede o mübarek zat?) diye sorar. Eshab-ı kiram, (Yâ Resulallah, ne yiyor, ne içiyor, ne uyuyor, evde hep ağlıyor. “Ben bunu nasıl beceririm, o adam devin biri. Endişem ölmem değil, bin tane canım feda olsun, ama Peygamber efendimiz üzülecek, karşı taraf sevinecek, buna niye ben sebep olayım” diye çok üzüntü içinde) derler. Peygamber efendimiz, (Gidin çağırın, gelsin!) buyurur. Çağırırlar, gelince ona, (Hani nerede baş?) buyurur. O zat der ki:
— Anam babam sana feda olsun ya Resulallah. O gün ben gayri ihtiyari öyle söyledim. Ben onu öldürmek bir yana, kesik başını bile taşıyamam. Sizi üzmemek için gidemedim.
— Peki, sen o izni alıp, oraya gönderildikten sonra, hâlâ kendini aradan niye çekmedin? Senin işin vazifeyi alana kadar, sonrası bize aittir. Sen kendiliğinden gitseydin öyle düşünebilirdin, ama seni görevlendiren biziz. Biz gönderdikten sonra, sen başarıyı kendinden mi bilecektin? Hemen git, başı al da gel!

O ağlayan, mahcubiyetinden evden çıkmayan, en narin yapılı sahabi, (Peki yâ Resulallah) der. Kendini aradan çekip dev adamın yanına gider. Emirle geldiği ve söz dinlediği için devin işini halleder. Başını taşıyamadığı için, ipe takıp sürüye sürüye getirir.
Demek ki bütün mesele, kendini aradan çekip, bu büyüklere tâbi olmak, gerisine karışmamaktır.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı