Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Allahü teâlânın sevdiği kul
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet âlimleri, Allahü teâlânın sevdiği, razı olduğu kullarıdır. Peygamber efendimizin vârisleridir. Bir kimseye tâbi olan, iyi veya kötü, her neye kavuşursa, uymuş olduğu kimseden kavuşur. Büyük zatlara tâbi olanlar ve hizmet edenler için, büyüklere gelen nimetlerden pay vardır. Resulullahın vârislerine uyanın kavuştuğu şey, nimettir, rahmettir, hazinedir. Bozuk insanlara uyanın kavuştuğu şey ise zehirdir, felakettir, iflastır. O büyük zatlara uyan, onlardaki nimetlere kavuşur, dünyada ve ahirette rahat eder.

Allahü teâlânın en büyük nimeti, ihsanı, ikramı, İmam-ı Rabbani hazretleri gibi sevdiği bir kulunu tanıtmasıdır. Allahü teâlânın bir kulunu sevdiğinin alameti, o kulun böyle mübarek bir zatı sevmesidir. Allahü teâlâdan ağlayarak, yalvararak bu nimeti istemek gerekir; çünkü onlar bizi Resulullaha götürüyorlar. Resulullah efendimizi ise Allahü teâlânın sevdiğinde hiç şüphe yoktur.

Gece gündüz ibadet yapan çok mübarek bir zatın bir gün dişi ağrır. Istıraptan ibadet yapamaz hale gelince doktora gidip der ki:
— Ne olur, şu ağrımı dindir!
— Diş ağrını gideririm, ancak sen bana ne vereceksin?
— Kaç para istersen veririm.
— Senden para istemiyorum, sen salih bir zatsın, yaptığın bütün ibadetlerin sevabını olduğu gibi bana ver, ben de senin ağrını dindireyim.

Mübarek zat, gece gündüz namaz kılmış, ibadet yapmış, bir diş ağrısına hepsini feda edecek. Verse bir türlü, vermese bir türlü... Vermese, ibadet yapacak hali yok. Kendi kendine, (Ya Rabbi, ben bu sevabları vereyim, sana tekrar ibadet yapmaya başlarım. Sen çok merhametli ve çok cömertsin, ben verdim desem de sen zaten benden almazsın, ona da verirsin) diye düşünür. Sonra, (Tamam, verdim) der. Doktor da ağrısını giderir. Tam giderken, doktor der ki:
Dur bakalım nereye? Sen bir diş ağrısına bütün ömrünün ibadetlerini verdin, daha otuz bir dişin var, gözlerin, kulakların var. Her zerren için, daha vereceksin, ibadetin yeter mi? İnsan acizdir, bir diş ağrısına bile bütün ibadetlerini verir. O halde bizim Allahü teâlâya arz edeceğimiz ne ibadetimiz olabilir ki?

Salih zat doktora (Sen benden daha mübarekmişsin) der. Bunun üzerine doktor der ki:
Kimin mübarek olduğu belli olmaz, dış görünüşe göre karar verilmez. Mübarek olan, doktor da olabilir, tüccar da olabilir, kimyager de olabilir. Bu doktordur, tüccardır, kimyagerdir, dinden ne anlar diyen, öyle aldanır ki, bu aldanması dünyasını da ahiretini de harap eder.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı