Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Biz misafiriz!

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bu dünya imtihan yeridir. Gelip geçicidir. Tohum ekme yeridir. Hasat biçilmesi ahirettedir. Onun için (Dünya ahiretin tarlasıdır) buyuruluyor. Bu dünyada devamlı huzur, rahat arayan ahmaktır. Bu dünyada, Cenab-ı Hakkın ahirette vaad ettiklerini arayanlar, Allahü teâlânın Cennette vereceklerini isteyenler yanılırlar; çünkü Peygamber efendimiz, (Dünya, müminin zindanı, kâfirin Cennetidir) buyuruyor. Müminin zindanı demek, müminler dünyada sıkıntı çekecek demektir; çünkü hapishanede olan sıkıntı çeker. Sabredeceğiz, şükredeceğiz. Rabbimizin bizi af ve mağfiret edeceğini; merhametiyle, lütfu ile bize Cennetini ihsan edeceğini ümit ediyoruz, onu istiyoruz. Vereceğine de inanıyoruz, zerre kadar şüphemiz yoktur; çünkü Cenab-ı Hak, (Kulum beni nasıl zannederse, onu öyle karşılarım) buyuruyor. Cenneti istemeyenler, alay edenler de var. Onlar da öyle istiyor. Allahü teâlâ, istemeyene Cenneti verir mi?

Her işimiz, her yaptığımız, her hareketimiz imtihandır. İmtihanda duyulan heyecan, yaşarken duyulmazsa, emir ve yasaklara dikkat edilmezse, dine uymada gevşeklik olursa, diğer taraf sıkıntılı olur. İşte, imtihana çekileceğimizi unutmamalı, agâh yani uyanık olmalı, gafletten kurtulmalı. Mesela, helalinden kazanmak, helal lokma yemek, dinimize uygun olarak evlenmek, iş kurarken, iş bozarken, Rabbim bundan razı mı, değil mi diye düşünmek, hep agâh olmaktır.

İnsan birinin evindeyken daima ev sahibiyle yaşar. Mesela, İmam-ı Rabbani hazretlerinin evinde olsaydık, o anda nasıl o mübarek zatı unuturuz ki? Bu mümkün mü? Her tarafta o mübarek zat var; çünkü onların evi. Orada oturuyor, orada konuşuyor. Yani onların evinde, onların yanında, başka bir şey akla gelmez ki. İnsan nasıl o mübarek zatın evinde olur da, kendisini meyhanede, kendisini sokakta zannedebilir. Olacak iş değildir.

İşte bunun gibi, bütün kâinat da Rabbimizindir. Her an Onun nimetlerini yiyoruz. Her an Onun durdurmasıyla hayattayız. Her an bizi konuşturan, işittiren, yürüten, besleyen hep Odur. Her an bizi görüyor, her an bizi işitiyor. Onunlayız. Peki, insan Rabbimizin bize ihsan ettiği mekânda yaşar da, nasıl nimet sahibinden gâfil olur? Nasıl Onu unutur?

Allahü teâlâyı unutmamak, Onu her an hatırlamak Müslümanlıktır. Kısmen de Müslümanlık olmaz. Camide Müslümanlık, sokakta canavarlık olmaz. Bütün kâinat Onundur. Biz misafiriz. Allahü teâlâyı unutmazsak, neyi hatırlarsak o şekilde ölürüz. Peygamber efendimiz, (Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz) buyuruyor.

 

 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı