Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
İstifadenin şartları
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bir mübarek zattan faydalanmanın iki şartı vardır.
1- Velinin silsilesi, Peygamber efendimize kadar belli olmalıdır. Resulullah efendimiz, feyzin kaynağıdır. Feyz, Allah sevgisi demektir. Onun kalbindeki feyzler bütün kâinata her an devamlı olarak gelir; ama almak ayrı bir meseledir. Peygamber efendimiz Allah sevgisinin havuzudur, orada çeşitli musluklar vardır; ama kaynak aynıdır, hepsi Ehl-i sünnettir.

2- Dinini öğrendiği zattan zerre kadar şüphesi olmamalıdır.

Feyzi yani Allah sevgisini veren, şuna vereyim, buna vermeyeyim diye ayırmaz. Uygun olmayanlar da feyz almaya devam eder. Fakat aldığı feyz birikir, aynı şeker hastasına şeker zarar verdiği gibi, düşmanlığa dönüşür. Genelde düşmanlık, aynı hocaya bağlı olan arkadaşlarından başlar, sonra hocasına kadar gider. Evlada yapılan iyilik de kötülük de babaya yapılmış sayılır. Talebeler hocanın öz evlatları gibidir. Talebeye düşmanlık hocaya gider. Bu çok tehlikelidir. Bu tehlikeden kurtulmak için, Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretlerinin buyurduğu gibi, (Hocamı buldum, aklımı bıraktım ve kurtuldum) demeliyiz. Arkadaşların kusurları yüzünden onlara düşmanlık yapmaktan çok sakınmalıdır.

Müminler bir araya geldiği zaman, istese de, istemese de Allah sevgisi mutlaka kalbden kalbe geçer. Ancak, üç kişi bundan istifade edemez:
1- Kâfir,
2- Hocasını inkâr eden,
3- Hocasını imtihan eden.

Bunların kalbine aşk, muhabbet giremez, kalbleri kararır. Bunlar, etrafına zarar verir. Hatta kabirlerinden bile zulmet gelir. Onun için Peygamber efendimiz, ilk zamanlar Eshab-ı kirama kabir ziyaretini yasak etmişti. Daha sonra Müslümanlar da vefat ettikten sonra serbest bırakıldı.

Kitap okurken de çok dikkat etmeliyiz. Kitabın, içindekilerden daha çok, yazarı önemlidir. Kalbden çıkanlar kalblere tesir eder. İtikadı bozuk olan insanların yazdığı kitapları okuyanlar, yazarından etkilenip, itikatları bozulabilir. Büyükler, (Temiz su, pis boruda kirlenir. Kirli sudan şifa gelmez) buyuruyorlar. Vücudumuzun gıdasını almakta dikkat ettiğimiz gibi, ruhumuzun gıdasını almakta da dikkat etmeliyiz, hatta bunda daha çok dikkatli olmalıyız.

Ruhun gıdası ilimdir, dindir, ibadetlerdir. Bedene bozuk gıda alan ölür; ruha bozuk gıda alan ise imanını kaybeder. Nasıl ki, yemeğin temiz olmasına dikkat ediyorsak, okuyacağımız kitabı da iyi seçmeliyiz. Yazan, yazdığından daha çok önemlidir.

Namaz, nurdur. Namazsız geçen ömür kayıptır.
Peygamber efendimizin, vefat ederken son cümlesi, (Namaza dikkat edin, hanımlarınızı üzmeyin) olmuştur. İş budur!

Her akşamın bir sabahı vardır. Dünyanın sıkıntıları da geçicidir, sabretmelidir. Sabahı olmayan akşama, yani kıyamete hazır olmaya çalışmalıdır. Ölünce, kıyametimiz kopmuş demektir.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı