Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Dünya ahiret saadetinin başı nedir
Sual: Dünya saadetinin başı nedir, nasıl elde edilir?
CEVAP
Dinimizin emir ve yasaklarına riayet eden, yani iyi bir müslüman olan herkes, dünya ve ahirette mutlu olur. Dünya ve ahiret saadetinin başı, en iyisi, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmaktır. Bu da dinimize uyarak, yani farzları, sünnetleri yaparak ve haramlardan, mekruhlardan sakınarak kazanılır. Fakat bunları ihlas ile yapmak gerekir.

İhlas, kalbin temiz olması demektir. Kalbin temiz olması da, dünyaya düşkün olmaması, onu sevmemesi, yalnız Allahü teâlâyı sevmesidir. Kalbin Allahü teâlâyı sevmesi için, bir şey yapmak, çalışmak gerekmez. Kalb, dünya sevgisinden kurtulursa, Allah sevgisi kalbe kendiliğinden yerleşir. Kalbin dünya sevgisinden kurtulması için, dünyayı unutması gerekir. Dünyayı unutmaya Fenafillah denir. Fenafillaha kavuşmak, Allahü teâlâyı çok anmakla veya evliyadan büyük bir âlimin [mesela imam-ı Rabbani hazretlerinin] kitaplarından faydalanmakla da olur.

Allahü teâlâyı anmak üç türlü olur: Kalb ile çok Allah demek, çok çok La ilahe illallah demek ve dine uyarak, sanat, ticaret ve her mubah işleri yapmaktır. Yahut âlim ve veli olan bir zatın hayatını okuyarak, onu çok sevip, çok hatırlamak, ona yalvarmak da fenaya (Allah rızasına kavuşmaya) yardım eder. Kabrini ziyaret edince, faydası daha çok olur. Kalb fani olunca, aklın, fikrin ve hafızanın da dünya işlerini unutması gerekmez. Kalb fani iken de, bütün organlara, akla, fikre, hafızaya, her çeşit dünya işlerini yaptırır, başka insanlar gibi dünya işlerine de çalışır. Bütün insanlık vazifelerini, her iyiliği yapar. Yaptığı bütün dünya işleri dine uygun olduğu için hepsi de zikir yani Allahü teâlâyı anmak, hatırlamak olur.

Her Müslümanın arzusu, Allahü teâlânın rızasını kazanmak olmalıdır. Yunus Emre, (Gel Allah’ın rızasını kazanalım yerine, gel dosta gidelim dosta) diyerek bu durumu şöyle anlatıyor:

Dosta gidelim
Uzakta kalmayalım, dosta gidelim dosta,
Hasretle ölmeyelim, dosta gidelim dosta.
Yol alalım durmadan, tan yeri ağarmadan,
Araya el girmeden dosta gidelim dosta.

Hakka kılalım zârı, terk edelim diyârı,
Ele geçirip yârı, dosta gidelim dosta.
Dünyaya dalmayalım, fanidir kanmayalım
Asla ayrılmayalım, dosta gidelim dosta.

Aşk şarabı içelim, kendimizden geçelim,
Dost iline göçelim, dosta gidelim dosta.
Kılavuzluk yap bana, yönümüz dosttan yana
Aldırma ona buna, dosta gidelim dosta.

Zulüm olmaz pâyidâr, sen ol bana sadık yâr,
Ne derse desin ağyar, dosta gidelim dosta
Erenleri bulalım, dost yolunu soralım,
Yunusu da alalım, dosta gidelim dosta.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
29 Mayıs 2024 Çarşamba
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı