Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Kendinden tiksinmeyenin hâli
Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin talebelerinden biri, gördüğü rüyalar üzerine, "Artık ben kemâle geldim. Sohbete lüzum kalmadı" vesvesesine kapılıp, bir kenara çekildi.

Bundan sonra gördüğü güzel rüyalar daha da arttı. Rüyasında kâh uçuyor, kâh insanlara vaaz ediyor, kâh bağlık bahçelik içinde güzel nehirler ve çok lezzetli yemekler yediğini görüyordu. Kendisini bulup, sohbetlere niye katılmadığını soran arkadaşlarına bu hâlini anlattı, artık ilmi tamamladığına inandığını, bundan sonra da irşatla uğraşacağına dair karar verdiğini söyledi.

Arkadaşları dönüp, hocaları Cüneyd-i Bağdâdi hazretlerine durumu arz ettiklerinde, (Madem öyle, gidin ona söyleyin, onu bu gece Cennete götürürlerse, Cennete vardığında üç defa Lâ havle… okusun) buyurdu.

Talebeler gidip, o arkadaşa bunu söylediler. O da, hay hay, öyle olursa okurum dedi.

Hakikaten o kimseyi rüyasında Cennete götürdüler. O kimse Cennete vardığında üç defa Lâ havle okudu. Gördüklerini ve kendisinde hasıl olan şeytani hâllerin hepsini unuttu. Bir anda kendisinin pislik ve çöplük içerisinde olduğunu gördü. Uyandığında içine düştüğü hatayı anladı. Çok pişman olup tevbe etti ve gelip hocasının elini öptü. Sohbetlere devam edip, talebeler arasındaki yerini aldı.

Cüneyd-i Bağdadi hazretleri ilk sohbetinde onlara buyurdu ki:
"Rüyalara güvenilmez. Rüyadaki padişahlığın ne kıymeti var? Uyanıkken ele geçene bakmak lazım. Herkese bir rehber, mürşid-i kâmil lazımdır. Aksi halde şeytan gelip kendisine musallat olur ve insan maazallah ona tâbi olur. Sadık olan, ihlaslı olan her aradığını mürşidinde arar ve bulur. Bu din edep dinidir, ahde vefa dinidir. Hocam hayatta iken tam 30 sene din hakkında konuşmadım. Sonunda emirle konuştum, yani konuşmamı emrettiler, ancak ondan sonra hocamdan öğrendiklerimi nakletmeye başladım. Yine kendiliğimden bir şey söylemedim. Hocamdan naklettiklerimi, kendi bilgim gibiymiş gibi anlatsaydım, hırsızlık etmiş olurdum. Büyükler evden bir şey getirmezler, hırsızlık etmezler, kendilerine mal etmezler. Kimse kendini bir şey zannetmesin, bu yolda olmak yoktur, yok olmak vardır. Aynaya bakıp da kendinden tiksinmeyen, kendi yüzüne tükürmeyen, bu büyüklerin kemalatından mahrumdur yani istifade edememiştir."
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı