Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Kalbin hasta olmaması için
* Nefsin bütün istekleri beden içindir, onun ihtiyaçları içindir. Aklın da böyle. Ancak, dünyadaki her şey insan için yaratıldığından bu isteklerin, ihtiyaçların ardı arkası gelmez, yani sonu yoktur. Akıl ve nefs, bu isteklerini kalbe bildirirler. Kalb de bunlardan gelene göre hareket eder.

Bu akıl, İslamiyet’e kavuşunca, kıymetlenir. Yine istekleri beden içindir ama bu sefer ahireti görür, ebedi hayatı görür, bu bedenin orada da saadete kavuşması için çırpınır. Nefsin her isteğine boyun eğmez. Sınırlama getirir. Şunları şunları ancak şu kadar yapabilirsin der yani bu talimatı kalbe gönderir. Nefs ise yine isteklerine devam eder. Kâfirdir çünkü. Kalb yine akıl ve nefsten gelenlere göre hareket eder. Ancak kalbin doğru, sıhhatli karar verebilmesi için sağlam olması, hasta olmaması lazım. Kalbin hasta olmaması için, mezhep imamlarımızın, ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda olmak lazım, salihlerle beraber olmak lazım.

* Dinimizde ruhbanlık yoktur. Nefsi öldürmek, bütün isteklerini reddetmek diye bir şey yoktur. İslamiyet nefsi öldürmeyi değil, kontrol altına almayı istemektedir. Nefsin isteklerinden helal olanları yapmaya izin veriyor. Haram olanlarına izin vermiyor.

* Eshab-ı kiram efendilerimizi çok sevin. Ama istisnasız hepsini. Hepsi Cennetlik çünkü. Hepsi Allah Resulünün arkadaşı çünkü. Onların işlerine sözlerine sakın karışmayın. Onların işine sözüne aklıyla giren mürted olarak çıkar. Bundan çok sakının. Hepsi Cennetliktir. Allahü teâlâ hepsinden razı olduğunu ve hepsine Cenneti vaad ettiğini Kur’anda açıkça bildirmektedir.

* La ilahe illallah Muhammedün resulullah.
Öyle bir kelime ki söylemesi hafif ama değeri çok yüksek. İmam-ı Rabbani hazretleri, (Bu kelime-i tevhidin sevabını terazinin bir kefesine koysalar, yedi kat yerler, yedi kat gökler günahlarla dolsa, bu kelime-i tevhidin bulunduğu yer ağır gelir) buyuruyor.

İmanı olanı ateş yakmaz. Çünkü kelime-i tevhid onu korur. Asırlarca, imansızlar bu kelimeyi söylememek için öldüler, Cehenneme gittiler, asırlarca Müslümanlar bu kelimeyi söyletmek için şehit oldular, Cennete gittiler.

Bu kelime-i tevhidi söylemeyi yani buna iman etmeyi, Allahü teâlâ kime nasip etmişse, ondan daha zengin, ondan daha mutlu, ondan daha bahtiyar hiç kimse olamaz bu dünyada. Onun için bunu söylemeyi kime cenab-ı Hak nasip etmişse onun bundan başka herhangi bir talepte bulunması doğru değildir. Çünkü en kıymetlisini verdi Allahü teâlâ, en kıymetli. Bundan daha kıymetli yoktur.

Allahü teâlâya hamd olsun ki bize bu kelime-i tevhidi söylemek nasip etmiş. Mesela Peygamber efendimizi gördükleri halde, Hazret-i Ebu Bekir kelime-i tevhidi söyledi, Hazret-i Ömer söyledi, Ebu Cehil, Ebu Leheb söylemedi. Yani şaka değil bu iş. Cennet ve Cehennem bahis konusu. Söyleyen Cennete, söylemeyen Cehenneme. Allahü teâlâ muhafaza buyursun. Onun için boş kaldıkça kelime-i tevhid söyleyelim.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
4 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı