Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Dinini öğrenmek isteyene hizmetçi olmalıdır
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Dinimize hizmet edip, doğru iman ve ibadet bilgilerini çeşitli neşir vasıtalarıyla yayan, (Bütün ibadetlere verilen sevap, Allah yolunda cihada verilen sevaba göre, deniz yanında bir damla su gibidir. Cihad sevabı da, emr-i maruf sevabı yanında, denize nispetle bir damla su gibidir) hadis-i şerifindeki müjdeye kavuşur. Bunu yapan, kavuştuğu nimetin büyüklüğünü anlamalı ve bunun şuurunda olmalı, nimetin elden gitmemesi için çok dikkatli olmalıdır.

Etiketimiz ve yetkimiz ne olursa olsun, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını yaymak için, Allah rızası için gece gündüz madden ve manen çalışmalıyız. Kendimizi bu işin, âmiri memuru gibi değil, hizmetçisi olarak görmeliyiz. Çünkü yapılan iş, dine hizmet işidir. Bu işte, en tehlikelisi, kendinde bir varlık görüp başkalarına yön vermeye çalışmaktır. Yiğitlik verilen emri uygulamak ve o yönde ilerlemektir.

Allahü teâlâ, (Beni talep edene hizmetçi ol) buyuruyor. (Dinini öğrenmek için sana biri gelirse, ona hizmetçi ol) demektir. Dine hizmet eden bir kişi, dinini öğrenmek isteyene karşı böyle olmalı, bilgiçlik taslamaktan sakınmalıdır.

Dinimize hizmet etmek isteyenin, İslâmiyet’i öğrenmesi, ona uygun yaşaması ve her şeyi ihlâsla, yani Allah için yapması lazımdır. Başarının sırrı budur. Âhirette, insanın ne kadar çok ibadet yaptığına değil, ihlâsına bakılacaktır.

İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Başarılı olmak isteyen, bir dua ehli bulmalı, onun duasını almalı) buyuruyor. Nitekim Osmanlılar, savaşa giderken, hep evliya zatları yanlarında götürürlerdi. Çünkü ancak bedenle ruh bir arada olursa zafer elde edilir. Evliya zatlar, dua ordusudur ve insanın ruhu gibidir. Savaşan askerler de, gaza ordusudur ve insanın bedeni gibidir. Ruhsuz insan bir iş yapamayacağı gibi, dua askeri olmadan da zafer kazanılamaz. Bununla birlikte, bu iki ordunun ikisi de lazımdır. Nitekim elektrikli bir sobayla ısınmak için, hem elektriğe, hem de sobaya ihtiyaç vardır. Sobayı çalıştıran elektrik, büyüklerin duaları ve himmetleridir. Bizim görevimiz ise, başkasının işine karışmadan, bir vücudun organları gibi, bize verilen görevi en iyi şekilde yapıp, ortaya iyi bir ısı çıkmasını sağlamaktır. Yani kendimiz, dinimizi doğru öğrenip ona uygun yaşamalı, başkalarının da doğru kitaplara kavuşması için maddî ve mânevî olarak çalışmalıyız.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı