Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Bana rahmet kapısını aç!” diye dua etmek
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet bilgilerini yaymak için yapılan hizmetlere iştirak etmek, nasip meselesidir. Kime kısmet olduysa, çok şükretmesi lazımdır. Allahü teâlâ kısmet kapılarımızı kapatmasın. Rabia-i Adviye hazretleri, bir kimsenin, (Yâ Rabbi, bana rahmet kapısını aç!) diye dua ettiğini görünce, o kimseye, (Allahü teâlânın rahmet kapısı, şimdiye kadar kapalı mı idi de, şimdi açılmasını istiyorsun?) buyurur. Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabında bu söz şöyle açıklanıyor: Rahmetin çıkış kapısı her zaman açıksa da, giriş kapısı olan kalbler, herkeste açık değildir. Bunun açılması için dua etmeliyiz.

Onun için zaman, kabadayılık, kibirlenme zamanı değildir. Yerde sürünmek, işe yaramadığına üzülmek, kısmet kapılarının açılmasına dua etmek zamanıdır. Herkes tarlaya ne ekerse, âhirette onu biçer.

Dine hizmet, bir mirastır. Peygamber efendimizin vârisi olmaktır. Veraseti veren Peygamber efendimizdir. Çünkü bu işte, Ona benzemek vardır. Hiçbir zaman muris, yani miras bırakan, vârisini yarı yolda bırakmaz. Peygamber efendimiz bu mirası, bu vekaleti verdikten sonra, kişi günahkâr da olsa, o kişiyi kendi hâline bırakmaz. (Sen benim yolumu devam ettirdin, gel yanıma) buyurur ve elinden tutup Cennete götürür. Yani o kimse mutlaka imanla ölür.

Onun için dine hizmet nimeti, çok büyük ve çok kıymetlidir. Ama Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde mealen, (Nimetlerimin kıymetini bilir, şükrederseniz, yani emrettiğim gibi kullanırsanız, onları arttırırım. Kıymetlerini bilmez, bunları beğenmezseniz, elinizden alır, şiddetli azap ederim) buyuruyor. Eğer bir kimse, dine hizmet nimetinin kıymetini bilmezse, kaza geçirmek, hasta olmak gibi sebeplerle bu hizmetlerden mahrum kalır. O hâlâ hizmetten mahrum kalmasını hastalığından bilir. Hâlbuki nimetin kıymetini bilememiştir ve Allahü teâlâ, şükrü eda edilmeyen bu büyük nimeti ondan almıştır.

İşte onun için, Allahü teâlânın verdiği nimete çok şükredelim. Şükürden maksat, nimeti mahallinde kullanmaktır. Ömür su gibi geçip gidiyor. Niçin yaratıldığımızı unutmamalıyız. Yaptığımız işin kıymetini iyi anlamalıyız. Onun artması için, büyümesi için de daha çok çalışmalıyız.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı