Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
İstifade yolunda en büyük iki engel
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Evliya zatlar, sipariş üzerine konuşmazlar, yani sohbet ederken konuşacaklarını önceden tayin etmezler. Oradakilerin neye ihtiyacı varsa, Allahü teâlâ onun hatırına onu getirir. Herkes rızkını böylece alır. O büyük zatın kendisi de, söylenen şeyin kimin nasibi olduğunu bilmeyebilir. O konuşulanların içerisinden herhangi bir kısmının dinleyenlerden birine dokunmamış olması mümkün değildir. Herkes mutlaka nasibini alır. Yeter ki dinleyen, Allah için dinlesin, yani istifade yolunu kesmesin.

Büyüklerin sohbetinden istifade edip etmemek, tamamen, o gelen feyz ve bereketin önüne engel koyup koymamaya bağlıdır. Sohbete giderken, tam teslim olarak gitmelidir. İhlâsla, istifade etmek niyetiyle dinleyen, mutlaka daha çok istifade eder. İstifade yolundaki en büyük engel: 1- Söyleyen zata güvenmemek. 2- Ondan istifade etmek niyetiyle değil de, nerede ayağı kayacak, nerede yanlış söyleyecek diye şüpheyle, endişeyle, imtihan niyetiyle dinlemektir veya (Biz bunları zaten biliyoruz, başka şeyler anlatsa ya) diye düşünmek gibi şeyler, nasipsizlik alametidir. Bir şeyler öğrense bile, o öğrendikleri asla kalbine yerleşmez ve onu kurtarmaz. Şah-ı Nakşibend hazretleri, (Hocasını imtihan eden, melundur) buyuruyor.

Müminler bir araya geldiği zaman, istese de istemese de, Allah sevgisi mutlaka kalbden kalbe geçer. Ancak, üç kişi bundan istifade edemez. 1- Kâfir. 2- Dinini öğrendiği ve bağlı olduğu hocasını inkâr eden. 3- Hocasını imtihan eden.

İnsan, çok noksandır. Kendini bilmez. Yahut çok az bilir. Aczini, noksanlığını bir anlasa, düzelir, doğru yola gelir, ama (Benim gibisi var mı) dediği müddetçe hiçbir iyilikten nasibini alamaz. Zira kibir, her iyiliğe engeldir.

İnsanın kendini beğenmesi, başkalarını ise beğenmemesi ne kadar çirkin bir şeydir! Değil sadece büyük zatlara, Allahü teâlânın eşref-ül mahlûkat yani en şerefli mahlûk olarak yarattığı insana bile değer vermemek hiç kulluğa yakışır mı? İnsan, Allahü teâlânın emrinde bir köle gibidir. Mümin, yaptığı ibadetleri değil, yapması lazım gelip de yapamadıklarını ve işlediği haramları, mekruhları düşünmelidir. Doğru yaptığımızı zannettiklerimiz de, tevbemiz de, tevbeye muhtaçtır.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı