Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Gemiye binmenin şartı
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Sahipsiz olmak felakettir. Çünkü âhirette de bir rehbere ihtiyaç vardır. Bu geçici dünyada bile, birine sormadan, levhalara bakmadan bir yerden bir yere gidemiyoruz. Âhirette hiç mümkün değildir. İmam-ı Rabbânî hazretleri gibi büyük zatların Ehl-i sünnet gemisine binenler çok şanslıdır. Bulunduğu kat, yaptığı hizmet önemli değildir. İster kaptan, ister temizlikçi olsun. Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, (Gemi salimen karaya ulaşınca, kaptan yalnız kendisini değil, herkesi sahile çıkarır) buyuruyor.

Bu gemi, büyük bir gemidir, binen kurtulur. Geminin büyüklüğü, cüssesinden değil, kaptanından belli olur. (Geminin kaptanı Nuh aleyhisselam ise, o gemi selamettedir) buyurmuşlardır. Âlimler, peygamberlerin vârisidir. Büyüklerin kullandığı gemiye binen kurtulur. Fakat bu gemiye binmenin ağır bir şartı vardır. O şart, ihlâstır. İhlâsı olan bu gemiye biner, ihlâsı biten de iner. Yani gemiden düşen bilsin ki, ihlâsı bitmiştir. İhlâsı azaldıkça, güvertenin kenarına doğru gider. Sonra, Allah korusun bir fırtına, bir dalga olunca, yani en ufak bir imtihan veya sıkıntıda bu gemiden düşer gider. İhlâslı olmak sigortamızdır, güvencemizdir, gücümüz, kuvvetimiz, birlik ve beraberliğimizdir. İhlâssız olmak felakete gitmenin alametidir. İhlâs azalır, azalır, bittiğinde de, kişi kendisini deryanın ortasında bulur. Ondan sonra, köpek balıklarına yem olur. Yani, kötü arkadaşlara ve kendi nefsine mağlup olur.

İhlâsın ilk şartı, din kardeşini kendinden daha fazla sevmektir. Din kardeşine olan saygısı, muhabbeti, itaati, bağlılığı, kendisine olan muhabbetten daha fazla değilse, büyüklere olan muhabbeti de noksandır. En büyük tehlike, en büyük felaket, (Ben büyükleri seviyorum, ama bu talebesini sevmiyorum) demektir. Böyle söyleyenin, büyüklere olan sevgisi yalandır. Çünkü hocasını seven, hocasının sevdiğini sever, sevmediğini sevmez. Büyükler, bütün talebelerini severler. O hâlde, herkes birbirini sevmek zorundadır. Sevmeyen, güvertenin kenarına doğru yol alıyor demektir. Allah korusun, o hâlâ kendini gemide zanneder, ama işi bitmiştir. Ölünce anlar, ama iş işten geçmiş olur.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı