Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Dine hizmet, ateşten gömlek giymek gibidir
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Dine hizmet, ateşten gömlek giymeye benzer. Yani vebali ağırdır, çok hassas, çok dikkatli olmak gerekir. Dine hizmetten dünya menfaati sağlamak ise, zemzeme idrar karıştırmak gibidir, felakettir. İdrar karışan zemzem, artık zemzem olmaktan çıkar. İçilmez hâle gelir. Böyleleri için Kur’an-ı kerimde mealen, (Dini verip dünyayı aldılar, bu alışverişten çok zarar ettiler) buyuruluyor. Merhum hocamız, (Bu hizmetlerden bir kuruş menfaatim olmadı. Kitabevinden kendi kitaplarımı alırken de parasını verdim) buyururdu.

Gazalardan zaferle dönülünce, dağıtılmadan hiç kimse ganimet almazdı. Resulullah "sallallahü aleyhi ve sellem", ne verirse, her Sahabî onu alırdı. Hiçbir Sahabî, (Benimki az, ben daha çoğunu hak ettim) demezdi. Yani dine hizmet için çalışırken alınacak ücreti, herkes kendisi değil, Emîr tayin eder. Bu hizmeti yaparken, almak için değil, vermek için uğraşmalı. Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda yapılan hizmetlerde kâr değil, sevab paylaşımı vardır.

İslam dininin kendisi izzet ve şereftir. Ona uyup hizmet edenler, hizmet ettiği sürece şereflidir. Bunun dışında şeref arayanlar şeref bulamaz.

Dine hizmet edenlerin en çok korkacağı şey, kibirdir. Kibir on kısımdır, dokuzu hizmet edenlerdedir. Şeytan onları, (Ben şöyle hizmet ettim, şu kadar kitap sattım) diye konuşturur, yaptıklarıyla övünürler. Övündükçe ayakları kayar da, farkında olamazlar. İmam-ı Rabbânî hazretleri, (İyilik yaparken bir kötülüğe sebep olmayın!) buyuruyor.

Yavuz Sultan Selim Han Mısır’ı fethedip, halifeliği teslim aldığı zaman, hutbe okuyan imam, Sultanı tanıtırken, (Hâkim-ül Haremeyn) yani (Mekke ve Medine’nin hâkimi, sultanı) diye takdim edince, Sultan çok sinirlenip, başındaki kavuğu imama fırlatır. İmam hemen hutbeyi keser. Yavuz Sultan Selim Han, (Öyle deme, Hâdim-ül Haremeyn de!) Yani (Ben Mekke ve Medine’nin hizmetçisiyim, buralara hizmet için geldim) diye kendini takdim eder. Sorgucuna da, (Biz, Haremeyn’in süpürgecisiyiz) mânâsında, süpürge amblemi taktırır. Demek ki, her işte tek maksat Allahü teâlânın rızası olmalı.
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı