Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Güneş ve aynalar
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Güneşin karşısına bir ayna konsa, bu aynanın karşısına başka bir ayna daha konsa, ilk aynadaki görüntü, diğer aynada da görünür. Bir üçüncü ayna daha konsa orada da Güneş görünür. Aynalar konuldukça böyle devam eder. Araya tahta veya kütük girerse görüntü biter. Peygamber efendimiz de manevî bir Güneş’tir, dünyadaki bütün Müslümanların hepsine rüşt, hidayet, vilayet hep Ondan gelir, kaynak Odur. Onun da karşısında aynalar var. Bunlar Eshab-ı kiram ve sonraki mürşid-i kâmillerdir.

Önce o Güneş, Eshab-ı kiramın aynalarına yansıdı. O aynalardan da silsile yoluyla bütün Müslümanlara intikal etti. Peygamber efendimiz, mübarek kalbinde ne varsa, hepsini Ebu Bekr-i Sıddîk hazretlerinin kalbine aktardı. O da kalbindekileri Selman-ı Farisi hazretlerine aktardı ve bu şekilde silsile yoluyla büyüklerimize kadar intikal etti. Arada bir tahta, yani bir bid’at yok. Hep aynadan aynaya intikal ettiği için, Resulullah’ın kalbinden çıkan nura hepimiz kavuştuk. Bu nur bize, hem dünyada, hem kabirde, her yerde yeter. O nur bir cevherdir, Allahü teâlâ, o nuru çöplüğe koymaz. Silsile-i aliyye büyüklerini sevenlerin kalbleri kıymetli ki, Allahü teâlâ bu cevheri o kalblere koymuştur.

Büyüklerimiz, (Bizi görmek isteyen, kitaplarımızın satırlarının arasında bulur) buyurmuştur. Onun için büyüklerin kitapları varken, başka şeylerle uğraşmak akıl kârı değildir. Yine büyüklerimiz, (Bir şeye, kavuşan, her şeye kavuşur. O bir şeye kavuşmayan, hiçbir şeye kavuşamaz) buyuruyor. Büyük bir zata kavuşan her şeye kavuşmuş olur. Ama her yere bağlanmaya çalışan, hiçbir şeye kavuşamaz.

Bir talebe, aşka gelip, (Yâ Rabbi, hocama hayırlı uzun ömür ver, onu başımızdan eksik etme!) diye dua etmeye başlayınca, hocası şaşırır, (Hayırdır kardeşim ne oldu?) diye sorar. Talebe, (Efendim, siz hep konuşun, anlatın diye dua ettim. Çok güzel, çok tatlı anlatıyorsunuz, hücrelerimize kadar işliyor) der. Hocası, (Peki bunun sebebini biliyor musun?) diye sorar. Talebenin, (Bilmiyorum efendim) demesi üzerine hocası der ki:
(Kardeşim, ben hayatımda bir gün olsun, mübarek hocamızı düşünmeden, onlara sığınmadan konuşmadım, kendimden tek bir laf etmedim. Hep ondan öğrendiklerimi naklediyorum. Yani tahta olmadım, ayna oldum. Dolayısıyla siz beni değil, aslında hocamızı dinliyorsunuz, o yüzden feyze kavuşuyorsunuz, konuşmalar tatlı geliyor, hepimize tesir ediyor...)
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı