Siteyi Tavsiye Et
 
 
Giriş Sayfası Olarak Ayarla
 
Sık Kullanılanlara Ekle  
 
Anasayfa   Açıklama   Kitap Siparişi   Linkler & MP3   Radyo   Soru-İrtibat  
 
 
 
 
 Ana-Baba Hakkı
 Koca Hakkı
 Hanım Hakkı
 Evlat Hakkı ve Terbiyesi
 Evleneceklere Öğütler
 Evlilik, Nikah-Boşanma
 Evlilik ve Aile ile ilgili
 Dinde Örtünmenin Yeri
 Saglık Tavsiyeleri
 Görgü Kuralları
 Kıssadan Hisse
 
 
 
Hicri
 
Günün Sözü
 
 
  Türkiye Çocuk Dergisi  
     
  Yemek Zevki Dergisi  
     
   
 
   
 
Yüz şehid sevabı
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz, (Ümmetim bozulduğu zaman, bir sünnetimi ihya edene yüz şehit sevabı var) buyuruyor. Yani, helâl haram, iyi kötü, doğru yanlış, küfür iman birbirine karıştığı zaman, bir sünneti yapana, yaptırana ve yayana, Allahü teâlâ yüz şehit sevabı verir. Eğer bu bir vacib veya bir farz, hele hele iman olursa, verilecek sevab bundan binlerce kat daha fazladır.

Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında, iman bilgileri dâhil, bunların hepsi mevcuttur. Bu kıymetli kitapları yayan da, okuyan da, uyan da, yüz şehit sevabına kavuşur. Hattâ bu kitapları dağıtanın, namazı vaktinde kılamayıp, kazaya bırakma günahı varsa, o da affedilir, cezasından kurtulur. Bir namazı vaktinde kılmayıp, kazaya bırakmak çok büyük günahtır. Kaza etse bile, bu kazaya bırakma, vaktinde kılmama günahından ancak, kabul olan hacla, bir de bu kitapları yayarak kurtulabilir.

Bizzat kendisi yapamıyorsa, yapanlara malla destek veren de, bu sevablara kavuşur. Hattâ mücahitlerden fazla sevabı, mücahitleri donatan, silahlarını teçhiz eden alır. Bunlar olmasa mücahid neyle mücadele edecek? Hazret-i Osman’ın büyüklüğü de buradan gelir. Hattâ hiç hesapsız Cennete girecektir. Malla da o kadar çok destek verdi ki, Peygamber efendimiz, (Yâ Rabbi, Osman’a hesap sorma!) diye dua etti.

Müslüman, yaptığı iyilikleri ve kendisine yapılan kötülükleri unutmalı. Ama Allahü teâlâyı ve ölümü unutmamalı. Şeytan, insanları haram yoldan ziyade, ibadet yoluyla yıkar, kibre ucba düşürür, o insan kendini ve ibadetlerini beğenir. Zengin bir Müslüman, Ramazan-ı şerifte her gün çok büyük sofra açarmış. O mahallenin bütün fakir fukarası da ellerinde tasla gelip, yemek alıp giderlermiş. Namazında niyazında bir ihtiyar zat varmış, o da yemek sırasına girmiş. Şeytan adamlarına, (Bu ihtiyarın ibadetlerini bakın nasıl yok edeceğim) demiş. Hemen bir genç kılığına girip, yemek alma bahanesiyle eline bir tas almış. Ancak arkaya durmayıp, ihtiyarın önüne geçmiş. İhtiyar, (Niye kuyruğa girmedin?) diye sormuş. Genç, (Amca, açlıktan ölüyorum, ben oruçluyum, öne geçmek benim hakkım) demiş. (Sen bir gün oruçlusun, ben üç ayları tutuyorum. O hakka ben daha çok layığım) demiş. Şeytan, avanelerine göz kırparak, (O zaman hak elbette senin) demiş ve böylece, o ihtiyara nafile ibadetini söyleterek, onu riyaya düşürmüş...
 
 
Yazdır   Arkadaşına Gönder
 
 

 
     
 
Güncellenme Tarihi
18 Mayıs 2024 Cumartesi
Sitemize yeni soru-cevaplar eklenmekte ve hergün güncellenmektedir.
Sitemizdeki bilgilerden, orijinaline sadık kalmak şartıyla, alınıp istifade edilebilir.
Ziyaretçi Sayısı