Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  İlim, amel, ihlâs ve niyet  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
İlim, amel, ihlâs ve niyet

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Amel edilemeyecek olan ilmi öğrenmek vebaldir. Bir gün İbrahim Ethem hazretleri yolda giderken, acayip bir taş görür. Taşın üzerinde, (Arkasını çevir de oku!) diye bir yazı gözüne ilişir. Arkasını çevirip okur. (Eğer bildiğinle amel etmiyorsan, niye başka ilim öğrenmeye kalkışıyorsun?) yazılı olduğunu görür. Bu söz, (İlim öğrenmeyin!) demek değil, (Öğrendiğiniz ilimle amel edin!) demektir.

İmam-ı Rabbani hazretleri de, (İlim, ihlâsla amel etmek içindir) buyuruyor. İlmi sadece beyne doldurmak yetmez. İblis de ilim sahibiydi. Hattâ meleklere hocalık da yapmıştı, ama kurtulamadı. Kurtulması için amel etmesi gerekirdi. Onu da yaptı. Her yere secde etti. Hattâ gökyüzünde secde etmediği bir karış yer yoktu. Ama ihlâsı yoktu. Yani bunları Allah için yapmadı, çok kibirliydi. O kibri yüzünden, Âdem aleyhisselama karşı secde etmedi. Ebedî tard edildi. Cehennemlik oldu. Allahü teâlâdan kıyamete kadar izin istedi, (Sana ibadet eden kullarını bozacağım) dedi. Cenab-ı Hak, (Sen ancak senin gibileri bozarsın, benim hâlis kullarıma dokunamazsın) buyurup, ona izin verdi. Böylece insanlar, Allahü teâlânın yolunda olanlar ve şeytanın yolunda olanlar olmak üzere ikiye ayrıldılar.

Ölünce, bütün bunların hepsinin gerçek olduğu gün gibi aşikâr olacak, ama maalesef oradaki pişmanlık fayda vermeyecek. Din büyüklerimiz buyuruyor ki:
Âhirete giden herkes pişman olacaktır. Cennete girenler, (Keşke biraz daha hayır yapsaydım, biraz daha dine hizmet ve ibadet etseydim, Cenab-ı Hakk’ın şu arkadaşlarıma ihsan ettiği nimetlere ben de kavuşsaydım) diyecek. Cehennemdekiler de, (Biz niye buraya geldik, keşke biz de Cennettekiler gibi inanıp ibadet etseydik, biz de şimdi onlarla beraber olurduk) diyecekler.

Dinin aslı, ilim, amel ve ihlâstır. En zor şey ihlâstır. Allahü teâlâ, (Bana dua edin, kabul ederim) buyuruyor. Eğer ihlâs yoksa, o dua kabul olmaz. Peki ihlâs ne demek? (İlahî, ente maksûd ve rızâke matlûb) yani (Yâ İlahî, benim bütün arzum, gayem Sensin. Onun bunun veya nefsimin değil, yalnız Senin rızana tâlibim) ifadesi bunu çok güzel anlatıyor.

Allahü teâlâ bizim Rabbimizdir. Onun rızasını bırakıp da, başkasını memnun etmek, aklımızın ucundan bile geçmemeli. Çünkü Ondan başka her şey, ancak Onun yaratması ve her an varlıkta durdurmasıyla vardır.

Niyetin önemi

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz, (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar) buyuruyor. Ölünce herkes pişmanlık duyacak. Pişmanlığı az olana ne mutlu! Çünkü müminin, işlediği amellerin sevabından mahrum kalması, en büyük kayıptır. Mesela davet edildiği yemeğe sadece karın doyurmak için giden sevab alamaz, fakat mümin kardeşinin davetine icabet etmenin sünnet olduğunu düşünerek giden, çok sevab kazanır. Onu sevindirmek, ikram ettiği helal rızıkları yiyip, bunlardan hâsıl olacak kuvvetle ibadet etmek gibi başka niyetler de olursa, her niyet için ayrı sevab kazanılır. Müminin hayat boyunca kazandığı kâr veya zarar [sevab veya günah], niyetinin hâlis olup olmadığına bağlıdır.

Bütün insanları perişan ve helak eden iki şey, servet ve şöhrettir. Herhangi bir iş, şöhret için yapılırsa, büyük felakettir. Allah’ın dinine ve kullarına hizmet niyetiyle yapılırsa saadet olur. Servet de, iyi niyetle elde edilmezse felakete sebep olur.

Dünyada iki gram altın için, iki ton toprak elenir. Âhirette de böyledir. Niyet, altın gibidir. Çok olmasa da, amel ihlâslı olmalı. Çünkü amellerdeki niyete bakılır. Allah için olanlar alınır, diğerleri atılır.

Kanuni Sultan Süleyman Han, kendi parasıyla Süleymaniye adını verdiği camiyi yaptırdı. Cami bitince namazlar kılındı. Sultan, hayırlı bir iş yaptığı için çok sevindi. (İnşallah çok sevab kazandım) diye düşündü. O gece bir rüya gördü. Terazinin bir kefesinde Süleymaniye Camii, diğerinde ise bir bakraç yoğurt vardı. Sevab olarak, yoğurt tarafı daha ağır geliyordu. Uyanınca merak etti, rüyasını Ebussuud Efendiye anlattı, (Hocam hayırdır inşallah, bu rüyanın tabiri nedir?) diye sordu. O da, (Bir araştırayım) dedi. Gidip inşaatta çalışan işçilere sordu. Bir ihtiyar ninenin, çok sıcak bir günde soğuk bir bakraç yoğurt getirip, (Başka bir şeyim yok, Allah rızası için alın, ayran yapıp için) dediğini söylediler. Ebussuud Efendi, sultanın yanına gidip durumu anlattı. Sultan, ihtiyar kadının hâlis niyetine gıpta etti.

Bu yüzden niyet çok önemlidir. Küçük bir şey bile, hâlis niyetle yani Allah rızası için yapılırsa, dağlar kadar hayırdan daha üstün olur. Mesela bir talebe, dinini öğrenmeye ve dine hizmet etmeye, Müslümanlara ve insanlara faydalı olmaya niyet ederek okuluna giderse, her nefesi zikir olur. Bunun gibi, hâlis niyetle yapılan bütün dünya çalışmaları âhiret olur.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.