Sual: Kimi yalan söylüyor. Günah değil, çünkü takıyye yaptım diyor. Takıyye nedir?
CEVAP
Takıyye, inancının aksini söylemektir. Buna Müdara da denir. İnancını, görüşünü, partisini, grubunu, gittiği yolu saklamak demektir. Sırrını açıklayan kimse, çok defa söylediğine pişman olur, üzülür. İnsan, söylemediği sözünün hâkimidir, söylediğinin ise, mahkumudur. Keşke söylemeseydim der ama iş işten geçmiştir. Malı ve eşyayı emin olarak saklayan çok insan, sır saklayamaz. Hiç ummadığınız kimse, gizli sırlarınızı açıklayabilir. Onun için eskiden, Zehebini, zihabını ve mezhebini gizli tut derlerdi. Yani paranı, dini inancını, siyasi görüşünü, grubunu gizli tut demektir.
Bu birkaç çeşittir:
1- Kâfirler arasında kalıp, malından, canından korkanın, onlara kalben değil de, dilden sevgi göstermesi caizdir.
Müşrikler, Hazret-i Ammar’a, babası Hazret-i Yasir ve annesi Sümeyye hatuna işkence edip, "Lat, Menat ve Uzza putu, İslam dininden iyi de" derler, demezlerse işkenceyi artırırlardı. Nihayet ana babası işkence ile şehit edildi. Hazret-i Ammar ise, kâfirlerin tehdit ve zorlamaları üzerine dediklerini diliyle söyledi.
Bazıları, (Ammar kâfir oldu) dedikleri zaman, Resul-i Ekrem efendimiz buyurdu ki:
(Ammar kâfir olmadı, o baştan ayağa iman ile doludur.) [İbni Mace, Ebu Nuaym]
(Ammar, iki durumda karşılaştığında en doğru olanını tercih eder.) [İbni Mace, İ.Ahmed]
(Allahü teâlâ imanı Ammar’ın tepeden tırnağa bütün vücuduna sindirtmiştir. İman onun et ve kanına karışmıştır. Hak neredeyse, o orada yer alır.) [İbni Asakir]
Demek ki küfür olan bir sözü, böyle durumlarda yalnız dil ile söylemek caizdir. Resulullah efendimiz, Hazret-i Ammar’a (Müşrikler eziyet ederse, yine böyle söyle) buyurdu.
Mülci ikrah ile [zorla], bu içkiyi iç, şu malı sat denilse, malını satar. Şarabı içmesi de caiz olur. Caiz olacağını bilmediği için, içmez ve satmaz da öldürülürse, şehit olur. Sultanın haksız olarak, zulüm ile para, mal istemesi ikrah olur. Bunları vermek caiz olur. (Dürer-ül-hükkâm)
2- Öldürüleceğini bilse de doğruyu, inancını açıkça söylemesidir. Bu caiz, hatta iyidir.
3- Takıyye ile malını gasp, yalancı şahitlik gibi zararlı şeyleri yapmak caiz değildir.
4- Takıyye, küfrün galip olduğu yerde caizdir. Şâfiî’de, zâlim Müminler arasında da caizdir.
5- Malını korumak için de, gerçeği söylememek, mesela gaspçı, eşkıya yakalayınca, parası olduğu halde yok demek caizdir. Çünkü, insanın mala ihtiyacı çoktur. Mesela su, pahalı satıldığı zaman, abdest almak, farz olmaz. Teyemmüm etmek caiz olur. Çünkü Müminin malı, canı gibi kıymetlidir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Malını ve canını muhafaza ederken öldürülen, şehit olur.) [Buhari, Müslim, Tirmizi]
6- İmam-ı Mücahid hazretleri buyuruyor ki:
İslamiyet’in başlangıcında böyle idi. Çünkü, o zaman, Müslümanlar garip ve zayıf idi. İslam devleti teşekkül edince, bu hüküm değişti. Takıyyeye ihtiyaç kalmadı.
7- Takıyye, kıyamete kadar caizdir diyen âlimler de vardır. Çünkü, müminin kendini zararlardan koruması lazımdır. Takıyye ibadet değildir. Zor durumdan, zarardan korunma ruhsatıdır.