Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:


Bütün Yazıları


Sağlıklı yaşamak için

Sarımsağın faydası saymakla bitmez

Sebzeleri karıştır kanserden korun

Sıkı giyinmek ve prostatın ilacı

Sınav stresi ve renk körlüğü

Sırt ağrısı için altın öğütler

Sindirim ve solunum sisteminin dostu

Soğanın faydaları

Soğuk algınlığına karşı 'bitki kalkanı'

Soğuk günlerin sıcak dostu SALEP

Soğuk günlerin sıcak ilacı Adaçayı

Soya gibisi yok

Soya ve sedef hastalığı

Stres için faydalı besinler

Şeftalinin faydaları ve yaz ishali

Şeker hastalığına KUDRET NARI

Şifa kaynağı Bakla

Şifa kaynağı Nar

Uykusuzluğa karşı harika formüller

Ülser ve gastritin ilacı Kudret Narı


1 2 3 4 5 6 7 8 9

 
Yazı boyutunu büyütmek için      Yazıcı için

Soğanın faydaları

Anne ve çocuk çağlığına büyük önem veren Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı raporda, hamilelik ve doğum sırasındaki anne ölümleri ile 0-5 yaş arasındaki bebek ve çocuk ölümlerinin dikkatli uygulamalarla önlenebileceğine işaret edildi.

Raporda; Türkiye’de her yıl canlı doğan 1 milyon 400 bin dolayında bebeğin yaklaşık 66 bininin 1 haftalık olmadan, 22 bininin 1 aylık olmadan, 38 bininin ise 1 yaşına gelmeden hayata veda ettikleri bildirildi. Türkiye’de bebek ve çocuk ölümlerinin önemli bir bölümünün, korunulabilir hastalıklardan kaynaklandığına işaret edilen raporda, anne sütü, takvimine uygun aşılama ve düzenli hekim kontrolünün, bebek ve çocukları ölüme yol açan bir çok hastalıktan koruduğu bildirildi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı doktor Bülent Erbarut, kalp-damar hastalıkları, obezite, yüksek tansiyon, diyabet, kemik erimesi, kansızlık, gelişimsel kalça çıkığı, fenilketonüri, hipotiroid gibi erişkin hastalıklarının, çocukluk dönemindeki sağlık taramalarıyla önlenebildiğini söyledi ve çocuklara da check-up programları uygulamanın gerekli olduğunu ifade etti. Check-up kontrolünde amaç, hastalığı teşhis etmekten çok erken belirtilerin tespit edip hastalık daha gelişmeden tedbirlerin alınmasıdır.

Ne kadar sıklıkla yapılmalı
Check-up testleriyle henüz belirti vermemiş hastalıklara dahi erken teşhis konabildiğini ve tedavilerine erken yaşlarda başlanılabildiğini anlatan Erbarut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Önerilen kontrol sıklığı, büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu ilk aylarda daha fazla ve sık, yavaşladığı dönemde ise daha seyrektir. Buna göre bebeğin ilk 1 yıl içinde 9 ve 12. aylarda, bir yaş üzerinde 15 ve 18. aylarda, 2 yaşında ve daha sonra yıllık olarak check-up’dan geçirilmesi önerilir. Bu kontrollerde çocuk doktoru tarafından çocuğun detaylı bir muayenesi yapılarak ağırlığı, boyu ve kan basıncı ölçülüp yaşına ve kilosuna uygun olup olmadığı tespit edilir.”

Bu kontrollerde çocuk doktoru tarafından o zamana kadar yapılmamış aşıların kontrol edilip eksik veya tamamlanması gerekenlerin tespit edildiğini belirten Dr. Erbarut, diş gelişiminin de muayene esnasında özellikle ele alınarak ailelerin her kontrolde bilgilendirilmesi, gerektiğinde bir diş hekiminden yardım alınması konusunda yönlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Yemeklere dikkat!..
Hamilelik dönemi, şüphesiz ki bir kadının hayatındaki en önemli dönemlerin başında geliyor. Fakat bu dönemi bilinçli bir şekilde geçirmek özellikle de sağlıklı ve dengeli beslenmek çok önemli. Bebeğin gelişmesi için ise en önemli ögelerin başında, protein gelir. Hamile kadınların günlük alacağı protein miktarı, kilolarıyla orantılıdır. Her kilo için günde 1.5 gram proteine ihtiyaç vardır. Mesela 60 kilo ağırlığında bir kadının günlük alacağı protein miktarı, 90 gramdır. Günde 400 gram da şeker ve nişasta almak gerekir ki vücut yeterli enerji kazansın. Hamile bir kadının ihtiyacı olan diğer günlük besin ögeleri şöyledir:

* Yağ ihtiyacı 70 gram. Bunu yemeklerle de alabilirsiniz.

* A vitamini, bebeğin büyümesi, deri ve kaslarının oluşması için önem teşkil eder. Mikroplara karşı direnci arttırması da cabası.

* B vitamini, sinir sistemini iyi işlemesi için gereklidir.

* C vitamini, kanın yenilenmesi ve kemik gelişimi için son derece faydalıdır. Mikroplara karşı da direnci artırdığını söylemekte fayda var.

* D vitamini, kalsiyum ve fosfor taşır.

* K vitamini ise, hamileliğin son döneminde önemlidir, çünkü kan durdurma özelliği bulunur.

* Kalsiyum, fosfor ve demir de, çocuğun kemiklerinin gelişmesinde etkilidir. Tuzdan uzak durmak gerekir.

* Günde yaklaşık iki buçuk litre sıvı almayı ihmal etmemelisiniz. Eğer hamilelik dönemi yaz mevsimine rastlıyorsa, sıvı alımını artırmak gerekir.


Saçlarınızın hızlı büyümesi için
“Saçlarım kısacık ve uzatmayı düşünüyorum, ama ne yazık ki saçlarım çok yavaş uzuyor” diyorsanız aşağıda vereceğimiz formül saçlarınızı hem gürleştirecek, hem de hızlı bir şekilde büyümesini sağlayacaktır. Susam yağı, avokado yağı, menekşe yağı ve kayısı yağını (kayısı yoksa sızma zeytinyağı da olabilir) eşit miktarlarda bir şişeye koyarak iyice karıştırın. Hafta da bir, bu karışımı saçlarınıza sürüyorsunuz. Bir saat boyunca ara ara ellerinizle özellikle parmak uçlarınızla masaj yapıyorsunuz. Bir saatin sonunda da yumuşak uçlu bir fırçayla saçınızı tarıyorsunuz. Başınızı bir örtü ile sarıp yatıyorsunuz. Sabahleyin ılık su ve uygun bir şampuanla yıkıyorsunuz.

Dökülen saçlara pazı, bal ve soğan
Eğer saçlarınız dökülüyorsa, pazı, balı ve soğanla hazırlayacağınız karışım imdadınıza yetişecektir. Önce birkaç adet pazıyı iyice ezip sıkarak suyunu çıkarın. Bir su bardağı balın içine boşaltın. Sonra bir kahve fincanı yeni sıkılmış kuru soğan suyunu ilave edin. İyice karıştırdıktan sonra saçlarınızın dibine yedirerek başınıza sürün. 6 saat bekledikten sonra, bol su ve katranlı sabunla yıkayın.

Bir bardak süt gibisi yok
En yararlı besin maddelerinden biri olarak kabul edilen süt, vücut için gerekli günlük besin elementinin hemen hemen tamamını bünyesinde bulunduruyor. 6 yaşındaki bir çocuk, günde içtiği 1 bardak sütle, günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 52’sini, potasyumun yüzde 30’unu, proteinin yüzde 35’ini, B1 vitamininin yüzde 11’ini, A vitamininin yüzde 9’unu, B2 vitamininin yüzde 44’ünü, folatın yüzde 12’sini, B6 vitamininin yüzde 13’ünü, iyodun yüzde 30’unu, B12 vitamininin yüzde 98’ini, magnezyumun yüzde 18’ini, çinkonun yüzde 12’sini, fosforun yüzde 55’ini ve niasinin yüzde 16’sını karşılayabilmektedir.

Bebeklikten ölüme kadar
Beslenme uzmanları; protein, aminoasit, yağ asidi, mineral ve vitamin açısından son derece zengin olan sütün, insan beslenmesinde, özellikle çocukların zihinsel ve fiziksel gelişiminde önemli rol oynayanen gıdaların başında geldiğini belirtiyorlar.

Konya’daki “Sağlıklı Süte Çağrı Semineri”ne katılan Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tanju Besler, özellikle süt proteininin yüksek kalitede olduğunu ve beslenme açısından büyük önem taşıdığını kaydederek bu konuda şunları söylüyor: “Süt ve süt ürünleri, bebeklikten ölüme kadar her yaştaki insanın düzenli olarak kullanması gereken bir besin kaynağıdır. Büyüdükçe alınması gereken vitamin, mineral, protein ve yağ asidi ihtiyacı artacağı için daha fazla süt içilmesi gerekiyor. Ayrıca ütün sadece kalsiyum kaynağı olarak bilinmemesi gerekiyor. Sağlıklı nesillerin yetişebilmesi için süt tüketimine ağırlık verilmelidir.”

Faydaları saymakla bitmez:

- Sindirim sistemini düzene sokar.
- Büyüme ve gelişmeyi destekler.
- Dişleri korur ve çürükleri önler.
- Hücre ve doku oluşumunda rol alır.
- Saç ve tırnak oluşumunda rol alır.
- Yaraların çabuk kapanmasına yardımcı olur.
- Kilo kontrolü kolaylaştırır.
- Beynin gelişiminde ve çalışmasında faydalıdır.
- Hücreleri onarır.
- Kemikleri sertleştirir.
- Bağışıklığı güçlendirir

Soğukkanlılık kalbi vuruyor
İngiliz Kalp Vakfı’nın yayımladığı rapor, soğukkanlı olmalarıyla tanınan İngilizlerin bu huylarının sağlık açısından beklenmedik sonuçlar doğurabileceğini ortaya koydu. ‘’Şüphe öldürür’’ sloganıyla halkı bilinçlendirmek amacıyla kampanya başlatan vakfın yayımladığı raporda, İngilizlerin çoğunun kalp krizinin aşırı ağrıya sebep olduğunu düşündüğü ve hissettikleri ağrının sindirim problemlerinden kaynaklandığını sandığı belirtildi. Raporda, araştırmaya katılanların yüzde 64’ünün göğsünde ağrı hissettiğinde, acil servisten önce arkadaşını, bir aile bireyini ya da bir doktoru aradığı ortaya çıktı.

Soğan ve sarımsak gribin düşmanı
Son günlerde hava sıcaklıklarının dalgalı bir seyir izlemesi, başta gripal enfeksiyonlar olmak üzere üst solunum yolu rahatsızlıkları açısından büyük tehlike oluşturuyor. Bu sebeple insanların sonbaharda giyim ve beslenmelerine çok özen göstermeleri gerektiğini belirten uzmanlar; gribe yakalanmamak için vücut direncini artırıcı gıdaların, özellikle de A ve C vitamini yönünden zengin olan sebze ve meyvelerin bol bol tüketilmesini tavsiye ediyorlar, Uzmanların beslenme konusundaki bir başka önerisi de şu: Doğal antibiyotik olarak tanımlanan soğan ve sarımsağı sofranızdan eksik etmeyin.

Diğer faydaları
Soğan ayrıca, kalbinizin sağlığı için canla başla savaşan yiyeceklerden biridir. Çünkü soğanın içerdiği maddeler, kolesterolün oksitlenip damarların duvarlarına zarar vermesini engeller.

Soğanın diğer faydalarına gelince:

İdrar söktürür, Soğan ayrıca; vücutta biriken zararlı maddeleri ve suyu atar.
Romatizma, mafsal iltihabı, idrar tutukluğu, damar sertliğinde faydalıdır.
Böbreklerdeki kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur.
Zayıflamayı sağlar.
Böbrek ağrısını dindirir.
Baygınlığı geçirir.
Prostat bezinin hastalanmasını önler.
İktidarsızlıkta faydalıdır.
Egzama ve diğer cilt hastalıklarında faydalıdır.
Öksürük söktürür, bronşları temizler.
Astım nöbeti, akciğer hastalıkları, grip ve soğuk algınlığında faydalıdır.
Kandaki şeker seviyesini düşürür.
Vücudun direncini artırır.
Bağırsaklardaki mikropları temizler.
Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur.
İştah açar. kalbi kuvvetlendirir.
Koroner damarları genişletir.
Ateşte pişirilerek dolama ve arpacığın üzerine konduğu zaman iltihabın çabuk boşalmasını sağlar. (21 Kasım 2006)
 

Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.