Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:


Bütün Yazıları


Kızamık hakkında gerçekler

Kızamıkçık deyip geçmeyin

Kolik

Konuşma gelişimi

Konuşmaya destek

Korku ile baş edebilme

Kulak tüpü hakkında

Kusma her zaman problem midir?

Kuş gribi nedir

Lösemi nedir, tedavisi nasıl olur

Obezite nedir

Okuma alışkanlığı kazandırma

Okuma alışkanlığı ve kitap seçimi

Orta kulak iltihabı

Orta kulakta iltihap ve sıvı birikimi

Otizm nedir

Oyun ve oyuncak seçimi

Parmak emme ve emzik

Reklamlar ve dizi filmler

Rotavirüs nedir


1 2 3 4 5 6 7 8

 
Yazı boyutunu büyütmek için      Yazıcı için

Obezite nedir

Obezite, vücutta depolanan yağ miktarının fazla olması biçiminde tanımlanabilir. Klinik olarak obeziteyi tanımlamak için kilonun boyun karesine oranlanması (kg/m2) ile elde edilen vücut kitle indeksi kullanılır. Buna göre vücut kütle indeksi (VKİ)’nin 25’in üzerinde olduğu kişiler aşırı kilolu, 30’un üzerinde olanlar obez olarak tanımlanır. Ayrıca yaşa göre vücut ağırlığı, boya göre ağırlık, deri kıvrım kalınlığının ölçümü de kullanılan diğer teşhis yöntemleridir.

Hipertansiyon, kan yağ yüksekliği, insülin direnci ve ağır psikolojik strese yol açması nedeni ile önemli bir problem olan obezite, çocukluk çağında giderek artan bir sıklıkta görülmektedir. Obeziteye neden olan çok yemenin mekanizmasında beyindeki iştah merkezi önemli rol oynamaktadır. İnsan ve hayvanlarda tokluk ve açlık sinyallerini alan merkezler olduğu gösterilmiştir. Obez çocuklarda kanda insülinin fazla olmasına rağmen normal şeker düzeyleri insülin direncinin varlığını gösterir. Özellikle son yıllarda sıklığının gittikçe artmasıyla gündeme gelen ergen çağda erişkin tipi şeker hastalığının obez çocuklarda ortaya çıkışı kolaylaşmaktadır.

Araştırmalar sonucunda obezitenin gelişmiş ülkelerde düşük, gelişmekte olan ülkelerde ise yüksek sosyoekonomik düzeye sahip kesimlerde daha sık olduğu gösterilmiştir. Beslenme biçimi ve beslenme alışkanlığı olarak yüksek kalorili yiyeceklerle beslenen çocuklarda obezite daha kolay gelişmektedir.

Yüksek kalorili ve düşük lifli hazır yiyeceklerin tüketilmesi obezitenin gelişimini desteklemektedir. Çocukluk obezitesinde çevresel faktörler arasında ailenin beslenme biçimi ve aktivasyon azlığı bulunmaktadır. Uzun süre televizyon izleyen ve televizyon izlerken yüksek kalorili yiyeceklerin tüketilmesi obeziteyi daha da artırmaktadır. Obezite ve psikolojik faktörler arasında bir ilişki olduğu kabul edilmektedir.

Anne-baba çocuk arasındaki olumsuz ilişkiler çocuğun ruhsal yapısını etkileyip aşırı yemeye neden olabilmektedir. Obezite ve genetik faktörler üzerinde yapılan araştırmalarda her iki ebeveyn obez ise çocuğun obez olma şansı %80, yalnızca biri obez ise oran %50, ikisi de obez değilse oran %9 olarak bulunmuştur. Bu gözlemlerden yola çıkılarak yapılan araştırmalarda vücut ağırlığını biyolojik olarak kontrol eden bazı genler bulunmuştur.

Son yıllarda obezite sıklığındaki artışın asıl önemli nedeni; endüstriyel gelişme ile birlikte, fiziksel güce dayalı hayat tarzından inaktiviteye dayalı hayat tarzına geçiş ve yoğun kalori içeren besinlerin tüketilmesi olarak görünmektedir. (27 Temmuz 2006)


Obez çocuklarda erken âdet başlaması ve buna bağlı gelişim duraklaması, yüksek yağ düzeyleri, artmış kalp hızı ve çarpıntı, karaciğerde yağlanma, bozulmuş şeker düzenlenmesi, uykuda soluk durma nöbetleri, yumurtalık kisti hastalığı, safra kesesi taşı ve hipertansiyon gibi birçok kötü sonuç görülebilmektedir. Obez çocuk ve ergenler ayrıca ortopedik ve psikolojik problemler yönünden değerlendirilmelidir.


Tedavi

1-Diyet:
Dengeli ve az kalorili diyet uygulanır. Normal kalori ihtiyacı %30-40 oranında azaltılır. Toplam kalori 5-8 öğüne bölünerek verilmelidir. Bu diyet 5 yaş ve üstü çocuklarda güvenle uygulanır. Diyet ile yavaş bir biçimde kilo verilmesi veya kilo kazanımı olmaksızın boy uzamasının sürdürülmesi, yeme davranışlarının değiştirilmesi sağlanmalıdır.


2- Egzersiz:
Kilo kaybının ikinci temel yaklaşımı egzersizdir. Çalışmalara göre diyet ve egzersiz birlikte uygulandığında yalnızca diyete göre çok daha fazla kilo kaybına yol açmaktadır. Özellikle uzun dönemde, verilen kilonun korunabilmesi için egzersiz vazgeçilmez unsurdur. Bu nedenle egzersiz kilo vermeye yönelik tüm programların vazgeçilmez bir parçasıdır.

Egzersiz sırasında kalori harcanır, kan basıncı, serum kolesterolü, kalp ve solunum sistemi üzerinde olumlu etkileri vardır. Ayrıca egzersiz obez kişinin psikolojik durumunu iyileştirir. Egzersiz haftada en az 3 kez, 30 dakika süresince ter atacak kadar yapılmalıdır. Egzersiz yoğunluğu ve süresi yavaş yavaş artırılmalıdır.


3- Davranış tedavisi:
Davranışsal yaklaşımların amacı obez hastaların yeme alışkanlıklarını, aktivitelerini, düşünme biçimlerini değiştirmek, düzenli fiziksel aktivite alışkanlığını kazandırmaktır.


4- İlaç tedavi:

Çocuklarda önerilmemektedir.


5-Cerrahi tedavi:
Çocuklarda önerilmemektedir.


Obezitenin önlenmesi
Ailesel bakımdan risk altındaki çocuklara yönelik erken dönemde davranış tedavisi uygulanabilir. Okul programlarında obeziteye yönelik eğitim sağlanması da obezitenin önlenmesinde yarar sağlayacaktır. Çok erken yaşlarda sporun özendirilmesi ve beslenme eğitimi verilmesi faydalı olacaktır. (03 Ağustos 2006)
 

Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.