Müminle kâfirin ortak hedefi
Sual: Hıristiyanlar, camiye geliyor, bayramlarımıza katılıyor, oturup konuşuyor yiyip içiyoruz, ortak hedefler seçiyoruz. Onlar bu kadar taviz veriyor da biz niye vermeyelim? Kiliseye gidip âyinlerine katılmak, Noel ve yortularını kutlamak, haçlarını boynumuza takmakta ne mahzur olabilir ki?
CEVAP
Dünya işleri değil ki ortak hedef olsun. Dini açıdan kâfirle ortak yön olmaz. Sonra, Hıristiyan, taviz vermekle dinine zarar gelmez. Kâbe’de zemzem içse, camide Kur’an dinlese Hıristiyanlığına zarar gelmez. Yani onun kaybedecek bir şeyi yok. Ama Müslüman için durum böyle değildir. Bu konuda din kitapları diyor ki:

İbni Âbidin
hazretleri buyuruyor ki:
Bir kâfir için, başka kâfirden daha hayırlıdır demek küfür olur. Ötekinin bundan daha kötü olduğunu söylemelidir. [Mesela bu kâfir, o kâfirden daha hayırlı yerine, o kâfir, bu kâfirden daha kötüdür demelidir.] (Redd-ül Muhtar)

İmam-ı Rabbani
hazretleri buyuruyor ki:
Hinduların bayram günlerine [ve Hıristiyanların Noel’ine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek, o zamanda onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur. Küfre sebep olur. Kâfir bayramlarında, kâfirlerin yaptıklarını yapmak ve onlar gibi, hediyeleşmek de şirktir. (3/41)

İmam-ı Birgivi
hazretleri buyuruyor ki:
Zünnar denilen papaz kuşağını bağlamak ve boynuna haç asmak, tazim etmek emredilen bir şeyi tahkir ve tahkir etmek emredilen bir şeyi tazim etmek küfürdür. Bunları yapanın imanı gider, kâfir olur. Kâfirlerin ibadet olarak yaptıkları ve kâfirlik alameti olan şeyleri şaka olarak veya herkesi güldürmek için yapan da, kâfir olur. (Birgivi vasiyetnamesi)

Muhammed bin Süleyman Halebi
buyuruyor ki:
Küfür alameti olan şeyi alay için, başkalarını güldürmek için, şaka için kullanmak da küfre sebep olur. İtikadının doğru olması fayda vermez. Kâfirlerin bayram günlerinde, o güne mahsus şeylerini, onlar gibi kullanmak, bunları kâfire hediye etmek küfür olur. (Nuhbet-ül-leali)

İslamiyet sadece bize gelmedi, bütün insanlara geldi, yani Müslüman olarak bizim tekelimizde değildir. İslamiyet ortada bir nimet gibidir. Kim olursa olsun, bunu inanıp, beğenip, kabul edene Müslüman denir. Kabul etmeyene kâfir denir. Kabul edip, bu imanla ölenler Cennete gidecektir. Kabul etmeyip, bu imansızlıkla yani kâfir olarak ölenler Cehenneme gidecektir. Bu, bizi yaratan Allahü teâlânın takdiridir. Bu ilahi takdirin aksini savunmak yani değiştirmek, hiçbir insanın elinde değildir. Bizim veya başkasının istemesiyle kimse Cennete de girmez, Cehenneme de girmez. Allahü teâlâ ne bildirmişse, elbette öyle olur.

Hak din yalnız İslam’dır, ötekiler küfürdür. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Allah indinde hak din ancak İslam’dır.)
[Al-i İmran 19]

(İslam’dan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.)
[Al-i İmran 85]

(İster ehli kitap
[Yahudi ve Hıristiyan] olsun, ister müşrik olsun kâfirlerin hepsi Cehennem ateşindedir, orada ebedi kalırlar. Onlar yaratıkların en kötüsüdür.) [Beyyine 6]

(Allah, Meryem oğlu Mesih’tir diyen kâfirdir. Allah, kendine şirk koşana Cenneti haram kılar; artık onun yeri ateştir ve zalimleri
[ateşten kurtaracak] bir yardımcı da yoktur.) [Maide 72]

(Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar,
[İslam düşmanlığında] birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan [kâfir] olur. Allahü teâlâ, [kâfirleri dost edinip, kendine] zulmedenlere hidayet etmez.) [Maide 51]

(Sen, onların dinine uymadıkça, Hıristiyanlar ve Yahudiler senden hoşnut olmazlar. De ki "Doğru yol, ancak Allah’ın
[bildirdiği İslamiyet] yoludur.") [Bekara 120]

www.ailevekadin.com