Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  İslamiyet’i öğrenmenin iki yolu  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
İslamiyet’i öğrenmenin iki yolu

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İslamiyet iki yolla öğrenilir. Birincisi, kitap okuyarak, konuşarak, anlatarak... İkincisi susarak. Bu ikinci öğrenme yolu çok önemlidir. Buna sohbet denir. Sohbet bir arada bulunmak demektir. Konuşmak şart değildir. Eshab-ı kiramın, bu kadar kıymetli ve bütün evliya zatlardan üstün olmalarının sebebi, Peygamberimizin sohbetine kavuşmalarındandır. O bir an görmek, Resulullah'ı görmeden âşık olan Veysel Karani’den daha üstün olmalarına sebep oldu. Veysel Karani hazretlerinde aşk, ilim, her şey tam mevcuttu. Ama görmek nasip olmadı. O görmek veya işitmek şerefine kavuşamayınca, Tâbiînden oldu, yani üstünlük sırasında ikinci oldu.

İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Her üstünlük, sohbetin içinde vardır) buyuruyor.

Asli yapı maddemiz olan topraktan meydana geldik. Bütün gıdamız orada olmasına rağmen, hiç konuşmuyor. Üstelik hepimizin ayaklarının altındadır. Hiç kibri yoktur, yani yüksek değildir. Bu tevazu sebebiyle en aziz olmuştur. Tepelere çıktıkça, yükseklik arttıkça, toprak da zararlı olmaya başlıyor, heyelanlara sebep oluyor. Yine bunun gibi, sular hep deniz seviyesine akıyor, hiç yukarıya akan su yoktur. Deniz seviyesine ulaşmayan, yükseklerden akan su, sellere, felaketlere sebep olup zarar getiriyor ve o sudan istifade edilemiyor. Ancak, aynı su, toprak seviyesine indiği, denize veya baraja ulaştığı zaman çok faydalı ve bereketli oluyor. İnsanlar o sudan istifade ediyor. Kanallar açılıyor, su yolları yapılıyor ve bitkiler sulanıyor.

Eğer bir insan, çok kitap okuyup kendi kendini yetiştirmek suretiyle veya bâtın ilminden haberi olmayıp, yalnız zâhirî ilimlerle uğraşan kişilerden ilim tahsil etmek suretiyle ilim sahibi olursa, bu kimsenin felakete gitme ihtimali vardır. Çünkü kibirlenip gururlanabilir. Ama bir mürşid-i kâmilden, bir evliya zattan feyz alarak, onu görerek, işiterek sohbet yoluyla dinini öğrenirse, ondan gidecek ilk sebeb-i felaket, kibir ve gururdur. Demek ki, sohbetin insanlara verdiği iki şey vardır: 1- Sindire sindire, doya doya dînî bilgileri öğrenmek. 2- Kalbin temizlenip, dünya sevgisinden, kibir ve gurur felaketinden kurtulmak…

İhtiyaçsızlık, azgınlığa sebep olur

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Küfürden sonra en büyük felaket ve günah, kibirdir. Büyüklerimiz, (Günaha bir tevbe yeter, ibadetlere bin tevbe yetmez) buyuruyorlar. İnsan hizmet ettiğini zanneder, hezimete gider. Çünkü taatla birlikte kibir ve gurur gelip, felakete sebep olur. Bir hadis-i kudside, (Azamet ve kibriya bana özeldir. Bu hususta bana ortak olanı hiç acımadan Cehenneme atarım) buyuruyor. Nitekim Peygamber efendimiz de, (Kalbinde zerre kadar kibir olan, Cennete giremez) buyuruyor. Bütün geçimsizliklerin, huzursuzlukların altında kibir vardır. Çünkü insanlar, nefslerine uyuyorlar. Nefs ise, Allah’a düşman ve kibirlidir. Şeytan binlerce yıl ibadet ettiği hâlde, Âdem aleyhisselama secdeyi kendine yediremeyip kibirlendiği için ebedî kovuldu.

Kibirden sonraki en büyük felaket, dünya sevgisidir. Peygamber efendimiz, (Bütün kötülüklerin başı, dünya sevgisidir) buyuruyor. Mevki, para sevgisi, baş olmak, âlimlik taslama, yani Allah için olmayan her şeyin sevgisi, dünya sevgisidir. Dünya sevgisiyle dolu olan kişi, daima tehlikededir.

Dünyanın bu kadar tehlikeli olmasının sebebi, insanın nefsini azdırması ve şeytanın aldatma vasıtası olmasıdır. Kur’an-ı kerimde mealen, (İhtiyaçsızlık, azgınlığa sebep olur) buyuruluyor. Yani bir insanın maddî ve mânevî bütün ihtiyaçları karşılanırsa, hiçbir sıkıntısı, derdi, üzüntüsü olmazsa, arkasından azgınlık gelir. Onun için bazen üzüntülü, dertli, hasta olmak iyidir. Cenab-ı Hakk'ı hatırlatır. Bununla birlikte, Cenab-ı Hakk'ı hatırlamanın tek yolu, yalnız dert ve bela değildir. Dinden bahsetmek, sohbet etmek, Allahü teâlânın sevgili kullarını ziyaret etmek, onlarla beraber olmak da Allah’ı hatırlatır.

Ehl-i sünnet itikadı ve bu büyüklerin sevgisi pırlantadır. Allahü teâlâ bu pırlantayı çöplüğe koymaz. Kalbi çöplük olan, saman çöpü gibi olan, bu büyükleri anlayamaz. Bu faziletli cazibeye kapılamaz.

İmam-ı Rabbânî hazretleri gibi bir Allah adamını tanıyan, seven, yolunu takip eden, Eshab-ı kiram gibi, büyük nimete kavuşur. Bu büyükleri inkâr etmediği, şüphe etmediği müddetçe, kurtulmama ihtimali yoktur. Bütün vaazların özü ve nasihatlerin kıymetlisi, Allah adamlarını sevmek ve onlarla birlikte bulunmaktır.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.