Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  O aslında bizi değil, hizmetlerimizi seviyor  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
O aslında bizi değil, hizmetlerimizi seviyor

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet itikadı ve bu yolun büyüklerinin sevgisi bir cevherdir. Allahü teâlâ bu cevheri çöplüğe koymaz. Bu nimete kavuşmuş olanların kalbleri, eğer pırlanta gibi kıymetli olmasaydı, Allahü teâlâ bu imanı onlara vermezdi.

Merhum hocamıza bir gün, başka şehirden dönen bir arkadaşımız bazı hususları arz ettikten sonra, (Efendim, orada Ali isminde yaşlı bir imam, size selam gönderdi. Sizi çok sevdiğini söyledi) der. Hocamız memnun olur, selamı alır, (Ali Efendi'yle bir akrabalığımız var mı?) diye sorar. (Hayır, efendim) derler. Bunun üzerine, (Bizi hiç gördü mü?) diye sorar. Yine, (Hayır, efendim) derler. (Onunla bir alışveriş mi yapmıştık?) diye sorar. (Hayır efendim) derler. O zaman hocamız, (O hâlde bizi niye çok seviyor?) buyurup, şöyle devam ederler:

(Bizi sevenler, kara kaşımız, kara gözümüz için sevmiyorlar. Yapılan hizmetlerden dolayı seviyorlar. O bizi değil, hizmetlerimizi seviyor, dolayısıyla Allahü teâlâyı seviyor. Bu aynı zamanda kendi kıymetini gösterir. Bu, kendi güzelliğinden ileri geliyor. O kişinin kendisi çok mübarektir. Çünkü Allahü teâlâ bu hizmeti herkese sevdirmez, kim bu hizmetleri seviyorsa, bilsin ki, onu Allahü teâlâ seviyor. Eğer Cenab-ı Hak, onu sevmeseydi, o da bu hizmetleri sevemezdi.)

Bu hizmetler çok kıymetlidir. Ama bir o kadar da zordur. Çünkü insanın yaptığı iş ne kadar kıymetliyse, karşılaşacağı ve katlanması gereken sıkıntılar da o kadar büyük olur. Bu sıkıntıyı verenlerin en birincisi, insanın kendisi yani nefsidir. İnsanın nefsi katiyen Allah demek, Onun dininden bahsetmek istemez. Hattâ dini anlatmak ve yaymak, kesinlikle nefsin en çok üzüldüğü, karşı çıktığı bir şeydir. Çünkü bu bir peygamberlik görevidir. Bütün peygamberler bunun için gönderilmiştir. Onların asıl görevi, insanları zengin etmek, tüccar yapmak değil, onlara öldükten sonra yanmamayı öğretmektir.

Ehl-i sünnet itikadında olmak ve her ne şekilde olursa olsun, bu hizmetlerde bulunmak nimeti kimde varsa, o, seçilmişlerdendir. Onun için Şah-ı Nakşibend hazretleri, (Biz seçildik) buyurmuştur. Kıymetli iş, kıymetli insanlara verilir, yoldan geçene verilmez.

Büyük zatların kıymetini bilmenin önemi

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İmam-ı Rabbânî hazretleri gibi büyük zatlar, insanın uzun zaman uğraşarak elde ettiğini bir anda verebilirler. Bir talebesi doğuda, bir talebesi batıda olsa, ikisi de ölmek üzere olsa, o mübarek zat ikisinin de imanla gitmesine sebep olur. Bu zor bir şey değildir. Azrail aleyhisselam, dünyanın her tarafındaki insanların ruhlarını bir anda alabiliyor. Azrail aleyhisselama bu kuvveti veren Allahü teâlâ, evliya zatlara da ihsan ediyor.

Horasan’da bir âlim, Vehhâbîler gibi tasavvufu inkâr eder, evliya zatlara düşmanlığını gizlemez. Etrafındakilerin ikaz etmelerine rağmen bu düşmanlığına devam eder. Bir gün hastalanıp ölüm döşeğine düşer. Yanındakiler kelime-i şehadet söyletmek isterler. O ise tuhaf sesler çıkarır, söyleyemez. Yani imansız gitmek üzeredir. Durumun iyi olmadığını görünce, oradaki evliya bir zata giderler. (Efendim bu zat namaz kılan bir Müslümandı, şimdi ölüm döşeğindedir, buna dua edin, himmet edin de imanını kurtarabilsin) derler. O mübarek zat gelip bakar, durum çok kötüdür. Yaklaşık bir saat kadar gözünü kapatıp rabıta eder. Gözünü açtığında, ölüm döşeğindeki zat, kelime-i şehadet getirerek vefat eder. O mübarek zat ise ter içinde kalmıştır. Oradakiler hikmetini merak ederler.

Mübarek zat anlatır:
(Ben hangi büyük zata müracaat ettimse, hangisine yalvardımsa, hepsi, “Bizim ona kalbimiz kırık, bize dil uzattı” dediler. Baktım ki hiçbiri affetmiyor, bu defa ben de, “Evet bu suçlu, ama benim hiç mi hatırım yok? Eğer beni seviyorsanız, benim hatırım için affedin, buna hakkınızı helal edin” dedim. Bunun üzerine onlar da, “Biz seni seviyoruz. Senin hatırın için onu affediyoruz” dediler.)

Dolayısıyla evliya zatların kıymetini bilmek lazımdır. Cenab-ı Hak, (Kendinize vesile arayın) buyuruyor. Arada hiçbir vesile olmadan, Allahü teâlâ ile irtibat kurmak, Ondan istemek mümkündür, ama çok zordur, çünkü bunun birçok şartı vardır. Hâlbuki Allahü teâlânın rızasına kavuşmuş, duası makbul olan evliya zatları vesile etmek çok kolaydır. Onların ölüsü, dirisi olmaz, ruh zaten ölmez. Onlar Allahü teâlânın dostudur. Onun için onlara şu veya bu şekilde dil uzatmaktan sakınmalıdır. Bunun vebali büyük olur.

Bir mümin, hayatında bir kere, evliya bir zatın ruhuna bir Fâtiha okusa, âhirette o evliya zat, mutlaka o kişiye şefaat eder.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.