Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Hasreti çekilen insan  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Hasreti çekilen insan

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Müslümanın imanının parlaklığı, işlerindeki hassasiyetle ölçülür. Konuşurken, alışverişte veya başka bir iş yaparken rıza-i ilahi için mi, yoksa insanların takdirini kazanmak, nefsini tatmin etmek veya başkasına gösteriş için mi yapıyor? İmanının parlaklığı, işte o anda belli olur. (Allahü teâlâ, sizin şeklinize, işinize, gücünüze bakmaz, kalbinize yani niyetinize, o anda onu niçin yaptığınıza bakar) hadis-i şerifinden de anlaşıldığı gibi, Allahü teâlâ, (Kulum bunu niçin alıp veriyor? Kulum bu ibadeti, bu hayır hasenatı niçin yapıyor, ilmi niçin öğreniyor?) diye soracaktır. İşte âhirette bize sorulacak olan bu (Niçin?) sorusuna doğru cevap verebilmek için, her işimizi Allah rızası için yapmalıyız.

O gün her şey, açığa çıkacak, ihlâslı ve ihlâssız olanlar ayrılacaktır. İhlâslı ameller sağ kefeye, ihlâssız olanlar sol kefeye konacak. İhlâssız olan, perişan olup kafasını taştan taşa vuracaktır. Ama boşuna! Artık dünyaya bir daha gelme imkânı yoktur. Evet, Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda dinimize yapılan hizmetler çok kıymetlidir, ama yaptığımız hizmetlere de güvenmemeli. Çünkü Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâ bu dini fâcirlerle [kötülerle] de kuvvetlendirir) buyuruyor. Bu yüzden, niyetlerimizi düzeltelim. Vaktimizi iyi değerlendirelim. Bu dünyadaki her nefes, sonsuz Cennet saadetini verebildiği gibi, bir an bile dayanılması imkânsız olan Cehennem azabına da sürükleyebilir.

En korkulan kişi, insanlara göre şekillenen, onlara göre tavır alandır. Bu çok çirkindir. Altın, her yerde altındır, kâfirin elinde de, evliyanın elinde de altındır, hiç değişmez. Müslüman da böyledir. Camide de, sokakta da, dünyanın neresinde olursa olsun her yerde Müslümandır. Hava neyse, su neyse, Müslüman işte odur. Onun yanında olan, hayat bulur, rahat ve huzur bulur. Müslüman, elinden dilinden herkesin emin olduğu, yani kendisini güvende hissettiği, hasreti çekilen insan demektir. Hasreti çekilmeyen insanın, son nefeste imanı tehlikededir.

Terazinin kurulacağı, hayırlı işlerin ve günahlarımızın ölçüleceği gün için sevab hanemizi arttırmaya çalışmalı. Bilelim ki, şahit olarak iki melek, omzumuzda, bütün yaptıklarımızı "kamera"ya alıyor. Dünyadaki pişmanlık iyidir, ama âhiretteki pişmanlığın faydası yoktur. Büyüklerimiz, (Yerin altında çok pişmanlık var) buyuruyorlar. Orada pişman olacaklardan olmamalı.

Unutursan, unutulursun

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İmam-ı Rabbânî hazretleri gibi büyük zatları tanımalı, sevmeli ve unutmamalı. Âhirette tanımak ve tanınmak çok önemlidir.

Çok ağlayan bir talebeye hocası sebebini sorunca, (Efendim sizin yanınızda olursam mesele yok, ama âhirette ya unutursanız da kaybolursam? Benim hâlim ne olur?) der. Hocası, (Üzülme evladım, istikametini bozma, ihlâstan ayrılma, gerisi kolaydır inşallah) der. Ama ertesi gün talebe yine ağlayıp aynı şeyleri söyler. Hocası buyurur ki:
(Evladım, unutursan unutulursun, kaybedersen, kaybolursun. Âhirette kiminle beraber olmak istiyorsan, burada da ondan uzak durma! Çünkü Peygamber efendimiz, "Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur" buyurmuştur. Dünyada bizi unutmayan, yanımızdan ayrılmayan, âhirette de bizimle beraber olur.)

Unutmamanın önemini anlatmak için büyük zatlar, talebelerine, (Birbirinizle görüşmenizde, konuşmanızda, birlikte kitap okumanızda çok fayda vardır) buyururlardı.

Merhum hocamız buyururdu ki:
(Bizi sevenlerde iki kötü ahlak olmaz. Bu iki huy varsa hiç istifade edemez. Bu iki huydan biri varsa, diğeri de muhakkak vardır, çünkü bu ikisi birbirinden ayrılmaz:

Birincisi, edepsiz olmaktır. Bu yolda, edep her şeydir. Büyükler, "Yolumuzun başı, ortası, sonu edeptir" buyuruyorlar. Kime karşı edepli, saygılı olmalıdır? Birincisi Allahü teâlâya, sonra Peygamber efendimize, sonra hocamıza yani dinimizi öğrendiğimiz büyük zatlara, onların talebeleri olan arkadaşlarımıza, ana babamıza, işverenimize, din kardeşlerimize, hâsılı herkese karşı edepli olmalıdır.

İkincisi, kibirli olmaktır. Bizi sevenler, kesinlikle kibirli olamaz. Kibir her kötülüğün başıdır, her kötülüğün davetçisidir. Allahü teâlâ, "Azamet ve kibriya bana mahsustur. Bu iki sıfatta, bana ortak olmak isteyenlere, çok acı azab ederim" buyuruyor. Kibir diğer günahlardan daha kötüdür.)

Bir kimsede bu iki kötü huyun olup olmadığı tavrından, yaşayışından anlaşılır. Kendisi bunu anlamaz, bu iki huya sahip olmadığını zanneder. Fakat kendisi için verdiği hüküm geçersizdir. Salih arkadaşları onu nasıl biliyorlarsa onların hükmü geçerli olur. Bu iki huydan kurtulmak için de sık sık salih arkadaşlarla buluşmalı, büyüklerin kitaplarını okumalıdır.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.