Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Dağıtılan miras  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Dağıtılan miras

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Ehl-i sünnet âlimleri bilinmesi gereken her şeyi bildirmişlerdir. Nasibi olan, bu bildirilenlere uymuş ve Resulullah'ın “sallallahü aleyhi ve sellem” vârisleri olan o büyüklerin ahlâkıyla ahlâklanmıştır. Nasibi olmayan ise, gününü gün etmek için uğraşmış, sadece dünyalık peşinde koşmuştur. (Dünya melundur ve dünyada Allah için olmayan her şey de melundur) hadisi şerif-i Allahü teâlânın rızasına uygun olmayan her işin yanlışlığını gösteriyor.

Ebu Hüreyre hazretleri, bir gün çarşıda giderken, herkesi işinde gücünde görünce, (Niye burada duruyorsunuz? Resulullah’ın mescidinde miras dağıtılıyor) der. Herkes alışverişi bırakıp dükkânları kapatırlar. Miras mallarına kavuşacağız diye Mescid-i Nebevi’ye koşarlar. Gelip bakarlar, orada dağıtılan bir miras göremezler. Ebu Hüreyre hazretlerine, (Niye bizi kandırdın?) derler. (Allah korusun, sizi niye kandırayım? Peki camiye gidince ne gördünüz?) diye sorar. (Kimi ilim, kimi Kur’an-ı kerim, kimi de fıkıh öğreniyor) derler. Bunun üzerine Ebu Hüreyre hazretleri, (İşte miras onlardır. Peygamberler miras olarak mal bırakmazlar. Onların bıraktığı ilimdir, âlimlerdir) buyurur.

(Eğer bu dünyaya sivrisineğin kanadı kadar değer verseydim, düşmanım olan kâfire bir yudum su vermezdim) mealindeki hadis-i kudsi, dünyanın ne kadar değersiz olduğunu göstermektedir. Bir insan neye kıymet verirse, değeri de o kadar olur. Allahü teâlânın bir gün olsun rahmetle nazar etmediği bu dünyanın peşinde koşanların değeri de, dünyanın değeri kadardır.

Dünyadaki tuzaklardan kurtulup da, âhirete ulaşmak çok zordur. Çünkü yolda birçok engeller var. Yolda bekleyen üç düşman vardır. Bunlar, şeytan, nefs-i emmare ve kötü arkadaştır. Bunların hepsi, Cennete gideceklere engel olmak için gece gündüz çalışırlar. Nefsimiz, 24 saat bizimledir. Nihai gayesi ise, günaha sokmak değil, kâfir yapmaktır. Hele hele kötü arkadaş ve kötü yayınlar, hem dinden, hem de namustan eder. Böylece o insan perişan ve rezil olur. (İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir) hadis-i şerifi, kötü arkadaşın ne kadar tehlikeli olduğunu bildirmektedir. Biz çok bozuk olsak da, arkadaşlarımız iyi olursa, günah işlemekten korunuruz, dünyada onlarla beraber olduğumuz gibi, âhirette de onlarla birlikte oluruz.

Kavanozda kalan el

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Hindistan’da maymun avlamak için, ağzı dar, ama altı geniş büyük bir kavanozun içine muz koyup onu ağaca asarlar. Ucuna da bir çıngırak bağlarlar. Kavanozun ağzı, sadece bir el girebilecek genişliktedir. Maymun gelir, elini kavanoza sokar, ama muzu tuttuğu zaman yumruk hâlini alan eli kavanozdan çıkmaz. Tamahından, muzu da bırakmaz. Muzla beraber elini kavanozdan çıkarmaya uğraşırken çıngırak çalar ve yakalanır. Hâfız-ı Şirazî hazretleri bunu anlattıktan sonra buyuruyor ki:
(İşte avucunu açmayanın eli kavanozun içinde kalır. Bırakmak istemeyen herkesin akıbeti budur. Onun için elini açarsan kavanozdan çıkarır ve kurtulursun. Yumruk yapan daima kaybeder. Açan kurtulur. Tamah edip de yumruğunu sıkan, tuzağa düşer. Ama tamahı bırakıp da, zekâtını, sadakasını veren, yani arada bir avucunu açan, yine çıkabilir. Avucunu hiç açmayanın akıbeti ise çok kötü olabilir.)

Büyük bir zata, (Efendim, bu nimete nasıl kavuştunuz?) diye sorulunca der ki:
(Bir sokaktan geçerken, bir ustanın, çırağıyla duvar ördüğünü gördüm. Usta boş elini uzatıyor, çırak tuğlayı eline veriyor, usta dönüp duvarı yükseltiyordu. Elini boşaltıp uzatmadıkça, çırak başka tuğla vermiyordu. Baktım, eli boşalıyor, sonra doluyor. Elinde tuğla varken, yenisi gelmiyor. İyice düşününce anladım ki, boşun dolması için yani almak için vermek lazımmış. Ondan sonra elimde avucumda ne varsa, fakir Müslümanlara, din için yapılan hizmetlere verdim. Ben verdikçe yenileri geldi. Hep böyle devam etti. Allahü teâlânın sevgisine, rızasına ve içinde bulunduğum nimetlere, işte böyle kavuştum.)

İmam-ı azam hazretleri, (Paranın gittiği yerden, geldiği yer belli olur) buyuruyor. Demek ki, hayra, iyi yerlere harcanırsa, o para iyi yerden; kötü yerlere harcanırsa, kötü işlerden kazanıldığı anlaşılır. Rıza-i ilahiyi bırakıp, rıza-i nefse uyarak, nafile hacca, turistik ziyaretlere gidilir mi? Bu kadar hizmetler, bu kadar muhtaç Müslümanlar varken ve rıza-i ilahi buradayken niye nefsin isteğine uyulur? Bunun için, sarraf gibi olmalı. Sarraf az çalışır, çok para kazanır. Ama köylü, bütün sene uğraşır, sarrafın kazandığının yüzde birini bile alamaz.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.