Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Peşinden koşulan şey  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Peşinden koşulan şey

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Asırlardır, evliya zatları niye herkes çok sever? Çünkü Allah diyen sevilir, para diyen sevilmez. Allahü teâlâ, yarattığı günden beri dünyaya bir gün rahmetle nazar etmemiş, onu bir gün övmemiştir. Peygamber efendimiz de, bir gün bile dünyayı anlatmamış, dünyayı sevdirmeye çalışmamış, bilakis dünya sevgisine karşı bizi korumuştur. Çünkü Allahü teâlânın rızası dışında insanın peşinden koştuğu şey, onun mabududur. Onun için Abdülhalık-i Goncdüvani hazretleri, (Kalbinizdeki putları ne zaman temizleyeceksiniz?) buyuruyor.

Kâbe’nin içinde 360 tane put vardı. Peygamber efendimiz, o putların hepsini temizledi. Bizim kalbimizde kaç bin tane put var acaba? Allah sevgisinden başka kalbimize ne koymuşsak hepsi bizim için puttur ve bunların temizlenmesi şarttır. Onun için dinimiz, (Teberri olmazsa tevelli olmaz = Uzaklaşmadıkça kavuşulamaz) buyuruyor. Yani bu putlardan, sahte mabudlardan uzaklaşmadıkça Rabbimizin rızasına kavuşamayız.

Peygamber efendimiz, (İki Müslüman bir araya gelir de, Allah ve Resulünden bahsetmezlerse, oraya lanet iner) buyuruyor. Mesela insan uçağa binse, orada ne konuşur ki? İneceği noktaya bakar. Kazasız belasız inmeyi bekler. Ayağımız yerde, ama uçak boşluktadır. Dünya da bir yere dayanmıyor, o da boşluktadır. Allahü teâlâ, dünyadan kudretini bir an çekse kâinat yok olur. Böyle bir yüce Rabbe karşı isyan ne demek? Okuduğumuz Kur’an-ı kerim, bütün kâinatı, âlemleri, yeri göğü yaratan, yerdekileri, göktekileri her an varlıkta durduran yüce Rabbimizin kelamıdır. O kelamda, (Bu Kur’an-ı kerimi dağa indirseydik, dağ Allah korkusundan baş eğerek parça parça olurdu) buyuruluyor. Dağ bile parça parça oluyor, ama kalb ne kadar katı ki, insan Kur’anı okuyup haşyetini, büyüklüğünü idrak edemiyor. Ona layık olduğu hürmeti gösteremiyor.

Kur’an-ı kerime asıl hürmet, Onun emir ve yasaklarına uyarak hareket etmektir. (Allah’ı çok seviyorum) diyen, dinimize uymaya çalışır. Uymuyorsa, sevgisi yalandır. Seven, sevdiğini bir an unutamaz. Her yerde onunla beraber yaşar. En büyük günah, Allahü teâlâyı unutmaktır. Her işimizde Onu hatırlamak, (Rabbim bundan razı mı, değil mi?) diye düşünmek lazımdır. Razı olmadıklarına tevbe etmek, pişman olup vazgeçmek lazımdır.

Yüz şehid sevabı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Peygamber efendimiz, (Ümmetim bozulduğu zaman, bir sünnetimi ihya edene yüz şehid sevabı var) buyuruyor. Yani, helâl haram, iyi kötü, doğru yanlış, küfür iman birbirine karıştığı zaman, bir sünneti yapana, yaptırana ve yayana, Allahü teâlâ yüz şehid sevabı verir. Eğer bu bir vacib veya bir farz, hele hele iman olursa, verilecek sevab bundan binlerce kat daha fazladır.

Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında, iman bilgileri dâhil, bunların hepsi mevcuttur. Bu kıymetli kitapları yayan da, okuyan da, uyan da, yüz şehid sevabına kavuşur. Hattâ bu kitapları dağıtanın, namazı vaktinde kılamayıp, kazaya bırakma günahı varsa, o da affedilir, cezasından kurtulur. Bir namazı vaktinde kılmayıp, kazaya bırakmak çok büyük günahtır. Kaza etse bile, bu kazaya bırakma, vaktinde kılmama günahından ancak, kabul olan hacla, bir de bu kitapları yayarak kurtulabilir.

Bizzat kendisi yapamıyorsa, yapanlara malla destek veren de, bu sevablara kavuşur. Hattâ mücahitlerden fazla sevabı, mücahitleri donatan, silahlarını teçhiz eden alır. Bunlar olmasa mücahid neyle mücadele edecek? Hazret-i Osman’ın büyüklüğü de buradan gelir. Hattâ hiç hesapsız Cennete girecektir. Malla da o kadar çok destek verdi ki, Peygamber efendimiz, (Yâ Rabbi, Osman’a hesap sorma!) diye dua etti.

Müslüman, yaptığı iyilikleri ve kendisine yapılan kötülükleri unutmalı. Ama Allahü teâlâyı ve ölümü unutmamalı. Şeytan, insanları haram yoldan ziyade, ibadet yoluyla yıkar, kibre ucba düşürür, o insan kendini ve ibadetlerini beğenir. Zengin bir Müslüman, Ramazan-ı şerifte her gün çok büyük sofra açarmış. O mahallenin bütün fakir fukarası da ellerinde tasla gelip, yemek alıp giderlermiş. Namazında niyazında bir ihtiyar zat varmış, o da yemek sırasına girmiş. Şeytan adamlarına, (Bu ihtiyarın ibadetlerini bakın nasıl yok edeceğim) demiş. Hemen bir genç kılığına girip, yemek alma bahanesiyle eline bir tas almış. Ancak arkaya durmayıp, ihtiyarın önüne geçmiş. İhtiyar, (Niye kuyruğa girmedin?) diye sormuş. Genç, (Amca, açlıktan ölüyorum, ben oruçluyum, öne geçmek benim hakkım) demiş. (Sen bir gün oruçlusun, ben üç ayları tutuyorum. O hakka ben daha çok layığım) demiş. Şeytan, avanelerine göz kırparak, (O zaman hak elbette senin) demiş ve böylece, o ihtiyara nafile ibadetini söyleterek, onu riyaya düşürmüş...

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.