Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Din kardeşine hizmet  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Din kardeşine hizmet

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Farzlardan sonra Allahü teâlânın en çok sevab verdiği, en çok razı olduğu ibadet, bir din kardeşine iyilik etmek, onu sevindirmektir. Allah korusun, küfürden sonra en kötü günah da, müminin kalbini kırmaktır. Onun için, Kâbe’ye nasıl edeple yaklaşılırsa, mümini görünce, onun kalbini kırmayacak şekilde hareket etmeli.

Müslümanlara faydalı olmak, çok büyük ibadettir. Müminlerin dünyasına yardımcı olmak, mesela cömertlik, hastalığında ziyaret, borç isterse vermek, bir sıkıntısını giderip yardım etmek, birer iyiliktir. Peygamber efendimiz, böyle bir iyiliğe verilen sevabın, nafile ibadetlerden çok daha fazla olduğunu bildirmiştir.

Eğer bir de, din kardeşinin âhiretine yardımcı olursa, mesela ona Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından bir kitap verirse, itikadını düzeltmesine, dinini doğru öğrenmesine vesile olursa, bunun sevabı, dünyası için yapılan iyiliklerle kıyas bile edilemez. Çünkü bu, sonsuz, hakiki iyiliktir. Onu ölüm acısından, kabir azabından, mahşer sıkıntısından ve Cehennemden kurtarmaktan daha büyük iyilik olur mu?

Kur’an-ı kerimde, (İman edenler azdır) buyuruluyor. O halde Allah’a ve Peygamberine doğru iman etmiş Müslümanlar olarak, ne kadar şükretsek azdır. Cenab-ı Hak, bizi bu tarafta değil, karşı tarafta da yaratabilirdi. Bizi ezelde Müslüman olarak yarattığı için Cenab-ı Hakk’a çok şükretmek lazımdır. Allahü teâlâ, (Bana şükretmek ve bu şükrün kabul olunmasını isteyen, önce kendine bu iyiliği yapmış olan ana babasına teşekkür etsin, onların duasını alsın! Onlara teşekkür etmeyen, bana istediği kadar yalvarsa da kabul etmem) buyuruyor. Peygamber efendimiz de, (İyilik edene teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükretmiş olamaz) buyuruyor. Onun için Cenab-ı Hak, (Ana babasını memnun edeni, bana karşı suçlu da olsa affederim. Ama ana babasını üzeni, gece gündüz gözyaşı dökse de affetmem) buyuruyor.

Bu basamağı, bu sırayı atlamamalı. Ne yaparlarsa yapsınlar, ana babayı üzmemeli, gönüllerini hoş tutmalı. Ana baba kâfir olsa da, onları kiliseden, meyhaneden, sırtta taşıyarak geri getirmek gerekir, fakat oralara götürülmez. Demek ki, kötü de olsalar, ana babaya hizmet ve iyilik etmeye çalışmalıyız.

Eden kendine eder
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Dünyada dost da, düşman da, Allah’ın yarattığı nimetleri yer, içer, kullanır, fakat bu saltanat ancak ölünceye kadar sürer. Hadis-i şerifte, (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar) buyuruluyor. Nasıl ki sarhoş ayılıp aklı başına gelince, (Ben ne yaptım, neredeyim?) diye sorar, (Sen şunu söyledin, şuralara gittin) denince de hatırlayamayıp, (Ben öyle şeyler yapmadım, oralara gitmedim) der. İşte insan da ölüp kabre girince uyanacak, aklı başına gelecek, (Ben iyi şeyler yapmak istiyorum) diyecek, ama (Şimdiye kadar yapsaydın) denecek. (Ama ben sarhoştum) diyecek. (Kendin isteyerek sarhoş oldun) denecek.

En büyük sarhoşluk, dünyaya tapmaktır. Dünya malını sevmektir. Dünya, para, mevki muhabbeti içinde olan kişiler, ölürken sarhoşluktan ayılırlar, ama bu ayılmalarının hiçbir faydası olmaz. Bunun için, ölmeden önce uyanmak, âhirete yarayacak olanları sevmek gerekir.

Eden kendine eder. Herkesin her an, konuştuğu, yaptığı, baktığı her şey, omuzumuzdaki melekler tarafından kayda geçiriliyor, bir videoya alınıyor. Ancak Allahü teâlâ, tevbe istiğfar eden sevgili kulları için, o yaptığı rezaletleri, günahları yok ediyor. Çünkü herkes hesap gününde, dünyada yaptıklarını bir film gibi görecek. Bazı kareler boş geçecek. Kul, (Bunlar niye boş?) diye soracak. Melekler, (Cenab-ı Hak, bunu herkesten gizlediği gibi, mahcup olmayasın, utanmayasın diye senden de gizledi, o günahları sildi) diyecekler. Dünyada kim kimin günahını görmemişse, silmişse, unutup o hataları hatırlamazsa, âhirette de Cenab-ı Hak, onun günahlarını silecek, hiç kimseye göstermeyecektir.

Hazret-i Lokman Hakim oğluna vasiyet eder, (Oğlum, şu iki şeyi; yaptığın iyilikleri ve sana yapılan kötülükleri unut!) buyurur. İyiliği her anlatışta, biraz daha sevabı azalır. Haksızlığa uğramak ve buna sabretmek büyük sevabdır. Ama bunu intikam alırcasına, tekrar tekrar gündeme getirirsek, bu kadar sevab yazılmışken, her bahsettiğimizde sevabı biraz daha azalır.

Hazret-i Lokman sözüne devam eder, (Oğlum, şu iki şeyi; Allahü teâlâyı ve ölümü ise asla unutma!) buyurur. Cenab-ı Hak, kullarını ibadet etmeleri için yaratmıştır. İbadetten maksat da, Onu unutmamaktır. Yerken, içerken, gezerken, namaz kılarken hep Allahü teâlâyı hatırlamaya çalışmalı. Ölümü, yatınca yastığın altında, kalkınca burnumuzun ucunda bilmeliyiz.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.