Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Suizandan çok sakınmalı  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Suizandan çok sakınmalı

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bayram gecesi müminler affedilir, yalnız dört sınıf insan affedilmez. Bunlardan biri, suizan edenlerdir. Suizan, Müslümanlar hakkında kötü düşünmek, kötü zanda bulunmaktır, çok büyük günahtır. Suizan edene, Allahü teâlâ tevbe etmek nasip etmez. Bid’at ehli de böyledir, çünkü bunlar, kendilerinin doğru düşündüklerine, doğru bildiklerine inanırlar. Yanlış yaptıklarına inanmazlar ki, tevbe etsinler. Günahını bilip tevbe ederse, elbette affolur.

Bir zat herkese karşı hüsnüzan ediyordu, ama bir gün deniz kenarında alaca karanlıkta bir adamın bir kadınla birlikte yiyip içtiklerini görünce, (Artık, bu kadarı da fazla. Buna da hüsnüzan edilmez) der. O sırada, gelen bir kayık alabora olur, içindeki üç kişi denize düşer. Kadının yanındaki adam, deniz üzerinde koşarak, ikisini kurtarır. Sonra dönüp buna, (Sen de gel, diğerini kurtar) der. O zat, (Ben denizin üzerinde yürüyemem ki) der. O adam gidip diğerini de kurtardıktan sonra, buna dönüp, (Denizde yürümesini bilmiyorsun ama, suizan etmeyi biliyorsun. Bu benim annem. Biz oruçluyduk, iftar ettik. Bu içtiğimiz de zemzemdi, şarap içiyorlar sandın. Annem için de kötü şeyler düşündün, ama denize düşenleri kurtaramadın. Suizanla, yani günahınla baş başa kaldın) der.

Ebül-Hayr el-Akta
hazretleri de, insanları suizan ve gıybetten sakındırır, kendinden misal verirdi:
Birisinin yanına yolculukta lazım olacak, su ve yiyecek gibi ihtiyaçları almadan yola çıktığını görmüştüm. (Şunun haline bak!) diye içimden geçirince, o kişi bana, (Kardeşim, suizan haram değil mi) dedi. Hata ettiğimi anlayınca bayıldım. Kendime geldiğimde tevbe ettim. O derviş bana bakıp, Şûra suresindeki, (Kullarından tevbeyi kabul eden, günahları affeden Odur) mealindeki 25. âyet-i kerimeyi okudu ve oradan ayrıldı.

Allahü teâlâ hepimizi kötü düşünmekten, suizandan muhafaza etsin! Henüz hayattayken, pişmanlık fayda etmeyen yere gitmeden önce, aklımızı başımıza toplayıp, kendimize çeki düzen verelim.

Çok günahkâr, doksan yaşında birisi, mübarek bir zata gidip, tevbe etmeye geldim demiş. O da, (Biraz geç kalmadın mı?) diye latife yapınca, (Hayır geç kalmadım. Allahü teâlâ, (Ölünceye kadar tevbeyi kabul ederim) buyuruyor. Ben henüz ölmedim ki, niye geç kalmış olayım? Ölmeden önce geldim) demiş. O zat da, (Haklısın, çok güzel söyledin, nasihat almaya geldin, ama nasihat verdin) demiş. Nitekim, Allahü teâlâ Nasr suresinde, (Af dile, tevbe et, Allahü teâlâ tevbeleri mutlaka kabul edicidir) buyuruyor. Bu âyet-i kerimedeki inne, mutlaka demektir. Allahü teâlâya karşı hüsnüzanda bulunalım. Sakın, acaba affoldum mu diye, Allahü teâlâya karşı suizanda bulunmayalım.


Ramazan ayı ve Kadir gecesi

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Allahü teâlâ, mübarek gecelerde yapılan duaları kabul ediyor. Ramazan-ı şerif ayı, bu ümmete mahsustur. Hazret-i Ali, (Eğer Allahü teâlâ bu ümmeti affetmek dilemeseydi, bunların hepsini affetmeyi takdir etmeseydi, Ramazan ayını vermezdi) buyuruyor. Ramazan ayı, nimetlerin en büyüklerindendir. Affın, mağfiretin dopdolu olduğu bir aydır. Bir günü, bine bedeldir. Hele içinde, bir de, bin aya bedel olan Kadir gecesi vardır.

Bir ayın tamamı, yani Ramazanın her günü bayramdır, çünkü her gün binlerce, yüz binlerce Müslüman affa uğruyor, Cennete gidiyor. Bu öyle mübarek bir aydır ki, bütün senenin pisliğine kefarettir ve mutlaka temizleyicidir. Orucunu tutan mümin, bayram sonuna kadar tertemiz olur.

Bayramdan sonra, kirli havaya bağlı olarak, insanlar yine kirlenmeye başlıyor. Bu kirli hava, salihlere de bulaşıyor, çünkü hava kirlenirse, bundan herkes rahatsız olur. Şimdi manevi hava çok kirli. Temiz kimse bile, sokağa çıktığı zaman, bu kirli havayı teneffüs ettiği için kalbi kararır.

Havanın kirliliği, haram ve helallerin karışmasından olmuştur. Eskiden haramlar ve helaller ayrıydı. Şimdi karmakarışık oldu.

Ya hayır söyle, ya sus!
Günahlar iki kısımdır. Biri, Allahü teâlâ ile kulları arasında, diğeri ise kulların kendi arasındadır. Allahü teâlâ çok merhametli olduğu için çoğunu affediyor, ama kullar arasında kul hakkı olursa, o adalete sevk ediliyor. Namaz kılmamışsa, namaz borcu varsa, o da mahkemeye gidiyor. Onun için, her fırsatta kaza namazı kılmalı, namazsız geçen zamanların affı için de, Ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerinden, çok kitap dağıtmalı.

Gıybet, iftira gibi kul hakkı olan günahlar nasıl affolur? Köyün birinde çok laf taşıyan, dedikoducu biri varmış. Köyün hocasına gitmiş ve (Hocam, ben yaptıklarıma tevbe ettim. Acaba affoldum mu?) diye sormuş. Hoca efendi de ona, (Sen yarın köy meydanına gel, orada göreceksin. Yalnız gelirken kuş tüyü dolu bir yastıkla gel) demiş. Ertesi gün adam yastıkla köy meydanına gelmiş. Herkes orada. Hoca, cebinde getirdiği makasla yastığı kesmeye başlayınca, kuş tüyleri rüzgârın tesiriyle etrafa dağılmaya başlamış. Hoca, (Şimdi bütün tüyleri topla, o zaman affedilirsin) demiş, ama ne mümkün? (Hocam, uçup gittiler, nasıl toplarım) demiş. Tabii herkes, bu işin hikmeti nedir diye merakla beklerken Hoca, (İşte bu tüyleri tek tek toplaman gerektiği gibi, kimin dedikodusunu yaptıysan, kimin hakkına girdiysen, onların hepsiyle tek tek helalleşmen gerekir) demiş.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.