Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Teşekkür ve edep  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Teşekkür ve edep

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Büyüklere karşı teşekkür ve edep, Allah’a karşı şükür ve edepten kaynaklanır. Büyüklerin şahsının, teşekküre, edeb gösterilmeye ihtiyacı yok. Allahü teâlâ böyle istiyor. Allah böyle yaratmış, bazı kullarını, maddi ve manevi iyiliklere vasıta yapmış. Bu iyiliklere kavuşmak isteyen, mutlaka bu vasıtalardan geçmek zorundadır. Geçmeyen ve vasıtayı beğenmeyen mahrum kalır, felakete gider. Bunu Peygamber efendimiz bildiriyor, (İnsanlara teşekkür etmeyen, [edep, saygı göstermeyen] Allah’a şükretmiş [Ona karşı edep göstermiş] olamaz) buyuruyor. Yani, bize gelen nimete vesile olan kişiye teşekkür etmedikçe, o nimet için yapacağımız şükrü, Allahü teâlâ kabul etmez. Bize iyilik edene teşekkür etmezsek, onun gönlünü almazsak, onun rızasını almazsak, Allah bizden razı olmaz.

Asıl teşekkür, bize dinimizi öğreten hocanın hakkıdır. Yani Ehl-i sünnet âlimlerinin, İmam-ı Rabbani hazretleri gibi büyüklerin hakkıdır. Her birinden Allahü teâlâ razı olsun. Hazret-i Ali, (Bana bir harf [dinden bir mesele] öğretenin kırk yıl kölesi olurum) buyuruyor. Bu dünyada Allahü teâlânın bir kuluna en büyük nimeti, böyle mübarek bir rehberi, böyle sevgili bir dostunu ona tanıtmasıdır. İmanımızı, ihlâsımızı, her şeyi onlara borçluyuz. Her şeyin hakkı ödenebilse de böyle hocanın hakkı ödenmez, çünkü Peygamber efendimiz, (Ümmeti arasında peygamber neyse, talebesi arasında hoca odur) buyuruyor. Bu büyük zatlara teşekkür etmek, onların söylediklerine kıymet vermekle olur. Onları sevmekle, yollarında gitmekle olur.

Hazret-i Osman, Resulullah efendimizle ilk müsafeha ettiği andan itibaren, ölene kadar artık sağ elini edep yerine değdirmedi. İmam-ı a’zam hazretleri, aralarında yedi sokak olmasına rağmen hocası Hammad’ın evine doğru ayaklarını bir kere uzatıp oturmadı. İmam-ı Malik hazretlerinin Medine-i münevverede hayvana bindiği görülmedi. (Resulullah efendimizin mübarek kabrinin bulunduğu bir yerde hayvan üzerinde nasıl gezebilirim) derdi. İmam-ı Şafii hazretleri, bir odada talebelerine ders verirken, tam on defa ayağa kalkıp oturdu. Talebeler şaşırıp hikmetini sordular. İmam-ı Şafii hazretleri, (Kapının önünde seyyid bir çocuk oynuyor. Kapının önüne gelip, kendisini gördüğüm zaman, ona hürmeten ayağa kalkıyorum. Resulullah efendimizin torunu ayakta dururken oturmak reva değildir) buyurdu.


Ana baba duası almak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Kendisine dinini imanını öğreten ana babası ondan razı olmadıkça, bir kimse Allahü teâlânın sevgili kulu olamaz. İhsana kavuşma sebebi, anne baba duasıdır. Büyükler, (Annesini üzene yapılan dua kabul olmaz. Anne baba duası almayan, bizden dua istemesin) buyurmuşlardır.

Kendisine dinini imanını öğreten, Ehl-i sünnet itikadı üzere yetiştiren anne babasını üzen, rıza ve dualarını almayan, ölene kadar başını secdeden kaldırmasa bile Cehennemden kurtulması çok zordur.

Evliya bir zat talebeleriyle beraber otururken, dışarıdan bir talebesi gelir, bazı hususları arzettikten sonra der ki:
— Efendim filan kişi de sizden dua istiyor.

O zat şu cevabı verir:
— Ben dua etsem Allahü teâlâ duamı kabul etmez.

Bütün talebeler şaşıp kalır, çünkü o dua isteyen, iyi tanıdıkları çok hizmet eden bir arkadaşlarıdır. Bunun üzerine, mübarek zat sözüne devam ederek buyurur ki:
— Ana babasının duasını almıyor. Onların duasını almazsa Allah ondan razı olmaz. Allahü teâlânın razı olmadığı kişiye, ben dua etsem ne fayda! Benim ona yapacağım dua kabul olmaz. Peygamber efendimiz, (Ana babasının duasını almayan, Allah’ın rızasına kavuşamaz) buyuruyor, ama şu kardeşinize dua etsem, kabul olur, çünkü duydum ki, annesi ona çok dua ediyormuş. O kadar razıymış ki, (Oğlum, sana gündüz ettiğim dua beni tatmin etmiyor, sırf sana dua etmek için geceleri de kalkıyorum. Ya Rabbi, ben bu oğlumdan razıyım, sen de ondan razı ol! Onun tuttuğu taşı altın yap diye dua ediyorum) diyormuş. İşte bu kardeşinize dua etsem, elbette kabul olur.

Yine mübarek bir zatın talebesi, hocasına şunu anlatır:
(Babamın ölümüne belki 2–3 saat kala onun duasını almak nasip oldu, bana dua etti, ondan sonra da vefat etti. Belki size kavuşmama, bu dua sebep oldu. O zaman 13–14 yaşımdaydım. Babam ağır hastaydı, ama şuuru yerindeydi. Evde yatıyordu. Bir gün canı portakal istedi. Hemen gidip, bir portakal bulup getirdim. Acele soyup, birkaç dilim verdim. Ağzına aldı, iki üç defa biraz suyunu emdi, tamam dedi, alın bunları diye ağzından çıkardı. Ben de, oğlum benden iğrendi demesin diye, ağzından çıkanı geriye koymadım, aldım ağzıma attım. Sen ne yapıyorsun der gibi, yüzüme baktı. Gözleri dolmuştu, bana baktı, baktı, Allah senden razı olsun dedi. Ondan sonra konuşmadı, sonra da vefat etti.)

Hocası da, (Allah senden razı olsun) der ve ağlamaya başlar, talebelerin hepsi de ağlarlar.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.