Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  İman bir cevherdir  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
İman bir cevherdir

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Kur’an-ı kerimi tasdik etmek, bundan önceki bütün kitapları tasdik etmek demektir. Peygamber efendimizi tasdik etmek, Onun Peygamber olduğuna iman etmek, Ondan önce gelen 124.000’e yakın peygamberin hepsine inanmak demektir. İşte böyle bir yüce dinin mensubu olmak, büyük saadettir. Onun için, bu iman bir cevherdir. Allahü teâlâ bunu çöplüğe koymaz. Dolayısıyla, kimde iman varsa, o kıymetli bir insandır ve Allahü teâlâ onun kalbine, bu imanı nasip etmiştir. Eğer, Cenâb-ı Hak bize iki nimet vermişse, her şeyi vermiş demektir. Hiçbir şey noksan kalmamıştır. İki nimet şudur:
1- Bu yüce dinin Peygamberine inanmak, tâbi olmak, Onun yolunda olmaktır. Ona tâbi olmak, Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadında olmak demektir; çünkü Peygamber efendimiz bir gün toprağa kalın bir çizgi çizdi. Yan tarafına kollar ayırıp buyurdu ki:
(Bu kalın kısım, Cennete giden yoldur. Yan yollar, dalalet ve bid’at yollarıdır. Ortada olmak lazımdır.)

Eshab-ı kiram, (Ortada olmak, orta yerde bulunmak nasıl olur?) diye sorduklarında, buyurdu ki:
(Sünnetime ve cemaatime uymakla olur.)

Sünnetime, yani dinime uymakla olur buyuruyor. Buradaki cemaat ise Eshab-ı kiramdır. O halde, Ehl-i sünnet vel cemaat oradan geliyor. Yani Eshab-ı Kiramın tamamına inanmak! Bir kısmını sevmek, bir kısmını sevmemek, birini diğerine tercih etmek olamaz; çünkü bir insan hocasına güveniyorsa, talebesine elbette güvenmesi lazım, talebesine güvenmeyen hocasına nasıl güvenmiş olabilir ki? Eshab-ı kiramın hepsi Resulullahın arkadaşları ve talebeleridir. Onlar için, Peygamber efendimiz, (Eshabım, gökteki yıldızlar gibidir, hangi birine tâbi olursanız kurtulursunuz) buyuruyor. Tercihi bize bırakmamış. İşte Ehl-i sünnet vel cemaat itikadında olmak birinci nimettir.

2-
Dinimizi öğrendiğimiz zatın, Allah adamı yani Allah’ın sevgili kulu olduğuna inanmaktır.

Sabahleyin kalkarken vücudun bütün azaları insanın diline yalvarırlar, (Allah rızası için hem kendini hem bizi yakma) derler. Bir insan, bir müminin arkasından doğru bir şey söylese, o müminin de kalbi kırılsa, söyledikleri doğru olsa bile, işitince üzülürse buna gıybet denir. Gıybet o kadar büyük bir günahtır ki, kul hakkına girer, zinadan büyük günahtır. Büyükler, yanlış bir kelam etmemek için ağzına taş koymuşlar. Hele hele, Allah muhafaza etsin, birkaç kelime de ilave olursa, buna iftira ve yalan denir ki, daha büyük günah olur. Gıybet, Âdem aleyhisselamdan beri haramdır.


Nimetin kıymetini bilmeli

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Ehl-i sünnet itikadı ve dinimizi öğrendiğimiz zatın Allah adamı olduğuna inanmak nimeti, çok büyük bir nimettir. Bu çok kıymetli cevher, ancak kıymetli insanlara nasip olur. Herhangi bir hırsıza, uğursuza nasip olmaz; fakat bu iman nimetinin kıymeti bilinmezse çok tehlikelidir. Allahü teâlâ, mealen (Kıymetini bilmezseniz elinizden alırım. Ondan sonra size çok acı azap ederim) buyuruyor. Bu nimetin kıymetini bilmenin yolu, birbirimizi sevmektir. Allahü teâlâ, İsa aleyhisselama, (Eğer yerdeki ve gökteki bütün mahlûklarımın ibadetlerini yapsan, dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiçbir ibadetin makbul değildir) buyurdu. Yani, Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, dinimizin temelidir. Bu iki nimete sahip olana ne mutlu!

Dünyayı ahirete tercih edenler, Allahü teâlânın nasip ettiği bu cevheri çöplüğe atmışlardır. Cenâb-ı Hak, seçiyor, seviyor, bir cevher veriyor, yani bu iki nimeti veriyor, hem Ehl-i sünnet itikadını veriyor, hem büyükleri tanıtıyor; fakat kul, bu cevherin kıymetini bilmeyerek, din kardeşinin kalbini kırarak veya dünyayı ahirete tercih ederek bu cevheri çöplüğe atıyor. Suç kimin? Onun; çünkü Allahü teâlâ, ahirette kimse bir bahane bulmasın diye, her kulunu serbest iradeyle, serbest yarattı. Yine, (Kulum neyi talep ederse, ben ona kavuşturacak yolları açarım) diye ezelde takdir etti. Vezir olmak isteyene vezirlik yolunu açar, zengin olmak isteyene zenginlik yolunu açar, ibadet yapmak isteyene ibadet yolunu açar. Böylece yarın ahirette hiç kimse, ya Rabbi, ben şöyle yapmak istedim de olmadı diyemez. İşte bu serbestlik içerisinde, nefs serbest kalırsa, ipinden kopmuş boğa gibi olur, perişan eder. Sakın, onu serbest bırakmayalım; çünkü Allah korusun, o azdı mı duracağı yer belli olmaz. Onun için, salihlerle, büyüklerin kitaplarıyla, kıymetlilerle ve din kardeşlerimizle beraber olmaya çalışmalıdır.

Doğmak, ölmenin alametidir. (Ya Resulallah, dünya ve ahiretin arası ne kadar uzundur?) diye sorulduğunda, Peygamber efendimiz cevaben, (Göz açıp kapayıncaya kadar) buyurdu. Yani ahiret bize çok yakın. (Ya Resulallah, peki insanın ömrü ne kadardır?) diye sordu. Resulullah, (Rüya kadar) buyurdu. İnsan rüyada çok şeyler görür, anlatmakla bitiremez. Hâlbuki bilmez ki, o rüya birkaç dakika veya saniyedir. İşte hadis-i şerifte bildirildiği gibi, (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar.) Yani bilelim ki, uykudayız. Rüyada insan istediği kadar zengin olsun, istediği kadar fakir olsun, hiçbir kıymeti yoktur!

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.