Ana Sayfa Yap   |   Favorilere Ekle   |   
Arama:
Hikmetli Sözler  >  Sen unuttun ama unutulmadın  
 
Yazıcı için   Yazı boyutunu büyütmek için     
Sen unuttun ama unutulmadın

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

* İnsanların çokluğu, dilediklerini yapmaları, gaflet içinde yaşamaları sakın seni de gaflete düşürmesin. Sen tek olarak öleceksin, tek olarak kabre gireceksin, tek olarak hesabını vereceksin. Sen dini, imanı, Allah’ın emir ve yasaklarını unuttun. Sen unuttun ama unutulmadın.

*
Hepimiz ahiret yolcusuyuz, inkârı mümkün değil. Herkes bir sefere giderken yolda ve gittiği yerde kendine lazım olanları alır, diğerlerini almaz. İhtiyaç olmayanı almak ahmaklık olur. Dünyadan da, ahirete lazım olanlar tedarik edilir. En akıllı insan, ölüme hazırlanandır. En ahmak, dünyaya tapandır. Ahmaklar olmasaydı, dünya harap olurdu.

*
İnsan bir yere gitmek için, bir yerde vasıtaya biner, başka yerde iner, dünya buna benzer. Yalnız, vasıtayı iyi seç. Son durakta ya Cennet ya Cehennem vardır.

*
Şeytan; uzaklaştırıcı demektir. Allahü teâlânın sevgisinden, merhametinden uzaklaştıran şeydir. Üç türlü şeytan vardır. Birinci şeytan, bilinen İblis ve torunlarıdır. İblis; Allah rahimdir affeder diye, günahları vesvese verir, insan bunu dinlemezse çeker gider, bu şeytanın hileleri zayıftır. İkinci şeytan nefstir; bu daha kuvvetlidir. Şeytan gibi çekip gitmez. Çok inatçıdır, tekrar tekrar aldatıncaya kadar uğraşır. Üçüncüsü daha da kuvvetlidir. Bu kötü arkadaştır. Dünyada rezil eder, ahirette Cehenneme götürür. İnsanın imanını öyle çalar ki, o şahsın ruhu bile duymaz. Her türlü bozuk yayınlar da kötü arkadaştır. (Kitap, gazete, dergi, tv, vb.)

*
İnsanı çevreleyip imanına musallat olan dört düşman vardır; Sağında şeytan, solunda nefs, arkasında kötü arkadaş, önde ise dünyadır. Dünya bu zararda rehber olmuştur.

*
İnsanlar düşmanı dışarıda arıyorlar, halbuki düşman kendi içimizdedir. Bu düşman da nefstir.

*
Kim kime, neye güvenirse, yardımı ondan beklesin.

*
Kim neye benim demişse o şey ona düşman olmuştur.

*
Dünyanın en cahil, en ahmak mahluku, insanların nefsidir. Her isteği kendi aleyhinedir. Gıdası haramlardır. Nefs, daima zararlı şey ister. Allahü teâlâ buyuruyor ki;
Ey insanlar nefsinize düşman olun. Çünkü nefsiniz, benim düşmanımdır.
Emrime uyan Cennete, uymayan ise Cehenneme gidecektir.

*
İbadetlerin faydası Allahü teâlâya değil, herkesin kendinedir. Maaşla çalışan bir doktor, bir hastaya ilaç verse, ilacın doktora faydası yok diye o ilacı kullanmamak akla uygun değildir. Zehir içsem doktora ne zararı olur diyerek zehir içmesi de ahmaklıktır. İşte, günahlarımın Allah’a bir zararı yok diyerek, her çeşit günahı işlemek akıl işi değildir. Öldükten sonra başına gelecekleri düşünmeyen kimse akıllı olabilir mi? Kur’an-ı kerimde sık sık, (Hiç mi düşünmüyorsunuz?) diye ikaz edilmektedir.

*
Yanlış vasıtaya binen, istediği yere değil, vasıtanın gittiği yere gider. Mesela Paris’e giden uçağa binen Kâbe’ye varamaz.

*
Sırat köprüsünde herkese 7 şeyden sual sorulacaktır, cevap veremeyen düşecektir. Bunlar; iman, namaz, oruç, zekat, hac, gusül ve kul hakkındandır. Yedinci soruya kadar gelebilmek çok zordur. Yedinci soru da çok zordur. Peygamberler masum oldukları halde, günahsız oldukları halde burada korkarlar.

* Sevgi itaat demektir. İtaat olmadan sevgi olmaz. Sevginin derecesi itaatteki sürat ile ölçülür.

* Dünyanın vefasızlıkta eşi yoktur, dünyayı isteyenler de alçaklıkta ve cimrilikte meşhurdur. Kıymetli ömrünü, bu vefasızın ve değersizin peşinde harcayanlara yazıklar olsun.

* Gençlik çağının kıymetini bilin! Bu kıymetli günlerinizde, ehli sünnet itikadını öğrenin ve bu bilgilere uygun yaşayın! Kıymetli ömrünüzü faydasız, boş şeyler arkasında, oyun ve eğlence ile geçirmemek için uyanık olun.

* Nefse kolay ve tatlı gelen şeyi saadet zan etmemeli, nefse güç ve acı gelenleri de şekavet ve felaket sanmamalı.

* Birkaç günlük zamanı büyük nimet bilerek, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmaya çalışmalı. Geçici lezzetlere, çabuk biten, tükenen dünyalıklara aldanmamalı.

* Nefs-i emmareden kurtulmanın alameti, insanların övmesi ile ayıplamasını, eşit görmektir. İnsanların rağbetine sevinmek, önem vermemelerine üzülmek, basitlik ve akılsızlıktır.

* Bir iş Allah için değilse neye yarar, at gitsin.

* Dünyanın lezzeti çiledir.

* Dünya hayaldir. Ben diyen mahrum kalır, mahvolur.

* Bu dünyada mukim yok, herkes seferi. Bunu anlayıp tedbirini alana müjdeler olsun.

* Dünyada en güzel şey dünyayı sevmemektir.

* Herkese önce lazım olan şey, ehli sünnet vel cemaat âlimlerinin anladıklarına ve bildirdiklerine uygun olarak itikadı düzeltmektir.

* Ölünce, eyvaah, eyvah ben ne yapmışım diyeceğiz. Bunu nasıl olsa söyleyeceğiz, gelin şunu dünyada söyleyelim.

* Alın yazımız icraatımızdır. Ne yapıyorsak alın yazımız o.

* Eziyetlere katlanmak, kızmamak, güler yüzlü ve tatlı sözlü olmak, güzel ahlaktandır.

* Malı seviyorsan, yerine sarf et de sana sonsuz arkadaş olsun! Eğer sevmiyorsan, ye de yok olsun.

* Sabırlı kimseler, sıkıntılara katlanmayı huy edinenlerdir.

* İlmi arttıkça günahı artan kimse, şüphesiz ki helak içindedir.

* Allahü teâlâyı sevenler, dünya ve ahiret şerefine kavuşarak gittiler. Çünkü Peygamber efendimiz; “Kişi sevdiği ile beraberdir” buyurdu.

* Öldüğünde sana fayda vermeyecek her işi terk et! Böyle yaparsan, ne zaman ölürsen öl, zararda olmazsın.

* İlim öğrenmenin 4 şartı: 1- Susmak ve edepli olmak. 2- Dikkatle dinleyip ezberlemek. 3-Öğrendiği ile amel etmek. 4- Başkalarına öğretmek, herkese yaymaktır.

* Müminin en çok sevindiği şey, Allahü teâlânın ona ihsan ve ikram ettiği iman nimetidir. En çok korktuğu şey ise, onun ondan gitmesidir.

* Allahü teâlâya itaat etmek, bir hazineye benzer. Bu hazinenin anahtarı dua, anahtarın dişleri de helal lokmadır.

* Allah korkusu, seni Ona ulaştırır ve kendini beğenmekten uzaklaştırır.

* Misafir ağırlamada dahi israf helal değildir.

* İnsanlardan gelen sıkıntılara sabretmeyen, onlara karşılık vermeyi terk etmeyen kimse sabırlı
sayılmaz.

* İyi huy, başkalarını incitmemek ve onlardan gelen sıkıntılara katlanmaktır.

* İnsan, ölümü hatırladığı müddetçe, hasedi ve kıskançlığı terk eder.

* Kibir sahipleri, kendilerinin bir damladan meydana geldiklerini ve sonra da çürümüş, kokmuş leş olacaklarını bildikleri halde yine de kibirlenirler. Bunlar neyine güvenirler?

* Makamların en üstünü; kötü bir huyu, iyi bir huya çevirmektir.

* İnsan, Allahü teâlâya ibadet etmediği müddetçe halim, yumuşak olamaz.

* Ölümü gerçekten tanımış bir kimseye, dünya bela ve musibetleri, dert ve sıkıntıları çok hafif gelir.

* Bir kimsenin ahmak olduğuna alamet, kendi ayıbını bırakıp, başkasının ayıbıyla uğraşmasıdır.

* Ana-babaya; helal ve mubah olan işlerde itaat edilir. Haram ve şüphelilerde değil.

* Tembelin alameti üçtür: 1-Gevşektir. 2-İhmalkârdır. 3-Vakitlerini zayi eder. Hatta günaha bile girer.

* Midenize inen lokmanın haram veya helal olup olmadığına dikkat etmedikçe ne yapsanız kurtulamazsınız.

* Tevekkülü azalanın imanı zayıflamış demektir. Tevekkülünü kaybedenin ise imanı tehlikededir. Tevekkül, her türlü sebebe (o işin, dinen ve örfen sebeplerine) yapışarak gayret göstermek, sonucu Allahü teâlâdan beklemek ve sonucun mutlaka hayırlı olduğuna inanmaktır (yani neticeye ihlasla teslim olmaktır).

* Bir Müslümana ye'se (ümitsizliğe) kapılmak yakışmaz. Çünkü, herkesin yardımcısı, hamisi olduğu gibi, Müslümanın hamisi de cenab-ı Allah’tır.

* Güzel ahlak; güler yüz, tatlı dil, iyilik yapmak ve kötülük yapmamaktır.

* Her iyilik, hayır ve üstünlüğün esası Allah sevgisidir.

* Kulluk; dinini korumak, sözünde durmak, sabretmek ve kadere razı olmaktır.

* Allahü teâlâdan korkmanın alameti, haramları terk etmektir.

* Ölümü hatırlamak, hırs ateşini söndürür.

* Ölüm Müslümanın tesellisidir. Dünyanın kahrına bu teselli ile sabreder.

* Kişinin sözü amelinden çok olursa, aklı noksandır.

* Tasavvuf; kalbi kötü huylardan temizlemek ve iyi huylarla doldurmaktır.

* İbadet, emredilenlerle amel edip, yasaklardan sakınmaktır.

* Yüksekliğin yolu alçak gönüllü olmaktan geçer.

* Tek kötülük var ki, her kötülük onun içindedir. O da imansızlıktır.

* Misafire edep şöyledir; önce selam ve ikram, sonra taam ve kelam.

* Senden daha çok malı ve parası olan kimseyi kıskanma. O malına ve parasına hasretle ölür. İbadeti ve taatı çok olan kimselere gıpta et. Yaşayanlar da sonunda ölecekleri için, onların dünyalıklarına özenmeye değmez.

* Hiçbir kimse yoktur ki, dostu ve düşmanı olmasın. Madem ki böyledir, o halde Allahü teâlâya itaat edenlerle beraber bulun, onları sev.

* Resulullahın ve Esbabının yolunda olmayanı havada uçar görseniz, yine doğruluğunu kabul etmeyin. Bu üstünlük sebebi değildir, karga da uçar sinek de.

* Herkese akıllı denmez. Akıllı, kendisini her türlü kötülükten koruyan, ahiretini mamur edendir.

* İnsan mamur ettiği yeri sever. Hep orada kalmak ister. Bu eşyanın tabiatına uygundur. Kâfirin dünyayı, Müslümanın ahireti sevmesi gayet normaldir.

* Mal sahibi olmak ahiret niyetiyle olursa iyidir.

* İhsana kavuşma sebebi anne baba duasıdır.

* Bir anne çocuğunu namaza kaldırmıyorsa, onu eliyle Cehenneme atıyor demektir.

* Allah’ın bir kulunu sevmediğinin alameti, onun faydasız işlerle uğraşmasıdır.

* İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükredemez.

* Gıybet, suizan ve kalb kırmak da kul hakkıdır

* Son nefeste Allah demek isteyen, sözünün eri ise, hemen başlasın.

* İmanda değişme olursa nimetlerde de değişme olur.

* Dinimizde, gri yoktur. Siyah beyaz vardır. Ya iman ya küfür.

* Dünyaya zillet, ahirete izzet verilmiştir.

* Kuldan isteyen zelil, Allah’tan isteyen aziz olur.

* Dünyayı sevmeyeni Allah sever, insanların elindekini sevmeyeni insan sever.

* Bu dünyayı mekan sanan hapı yuttu.

* Her şeyi Allah için yapmalı. Bir şeyin içine dünya menfaati girerse, zemzeme idrar karıştırmak gibi olur. İsterse bir damla olsun.

* Kalbinde Allah korkusu çok az olan, dünya sevgisi bulunan, haramlardan sakınmayan, âlim olduğunu söylerse şaşılır.

* Salih kimselerden olmadığım halde, salihleri severim. Kötü kimselerden daha aşağı olduğum halde, kötüleri sevmem.

* Dünyanın geçer akçesi paradır. Ahiretin geçer akçesi amel-i salihtir.

* Salih ameller İslamın beş şartıdır. Salih amelleri yapmadan kalb selamette olmaz.

* İhlas ile yapılan küçük bir iş, senelerce yapılan ibadetler gibi kazanç (sevap) hasıl eder.

* Her ibadeti seve seve yapmalı. Kul hakkına dokunmamaya, hakkı olanlara hakkını ödemeye titizlikle çalışmalı.

* İnsanlar riyazet deyince, açlık çekmeyi ve nafile oruç tutmayı anladılar. Halbuki, dinimizin emrettiği kadar yemek için dikkat etmek, senelerce nafile oruç tutmaktan daha faydalıdır.

* Sonsuz kurtuluşa kavuşmak için, üç şey muhakkak lazımdır: İlim, amel, ihlas.

* Amellerinizi ucb (kendini beğenmek, ibadeti kendinden bilmek) ile örtüp yok etmeyiniz.

* Farzları ve haramları öğrenmek farzdır. Öğrenmeyen günaha gider. Bilmemek özür değildir, bilmemek suçtur. Öğrenmeye ehemmiyet vermez, zerre kadar dahi üzülmezse küfür olur. Demek ki bilmemek ya haramdır ya küfürdür.

* Müslümanın ömrü üç gün demişler. Dün, bugün, yarın. Dün, bitti. Yarın, belli değil gelecek mi gelmeyecek mi. Geriye bugün kaldı. Bugünü değerlendiremeyen kişi yarını nasıl değerlendirecek. Yarın ya var ya yok. Yarınki fırsat ele ya geçer ya geçmez. O halde, her günü son günün bil, ona göre hareket et.

* Dünya köprüsünü iman ile geçenler Cennete gidecektir. O köprüyü satın almaya kalkanlardan olmayın. Sonra kendisi de gülmek ister ama ağlamaktan vakit bulamaz.

* Gençlik çağı nefsin kaynadığı şehvetlerin oynadığı insan ve cin şeytanlarının saldırdığı bir zamandır. Böyle bir çağda yapılan az bir amele pek çok sevap verilir. İhtiyarlıkta dünya şevkleri azalıp güç kuvvet gidip, arzulara kavuşmak imkanı ve ümitleri kalmadığı zamanda pişmanlıktan ah etmekten başka bir şey olmaz. Çok kimselere bu pişmanlık zamanı da nasip olmaz. Bu pişmanlık da tevbe demektir. Yine büyük bir nimettir. Çokları bu günlere de kavuşamaz. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemin haber verdiği sonsuz azaplar, çeşitli acılar elbette olacak, herkes cezasını bulacaktır.

* Söz gümüşse sükut altındır.

* Ağızdan çıkan söz muallakta kalmaz, ya sağ tarafa yazılır ya da sol tarafa.

* Bir söz söylerken hem kendi, hem de karşınızdakinin ahiretini düşünerek konuşun.

* Söz insanın terazisidir. Fazlası ziyan, azı vakardır.

* Az konuşan kınanmaz, üstelik itibarı çok olur.

* Şaka, alay ve boş konuşmak belaya yol açar.

* Çok konuşmak dostluğu bozar, lüzumsuz konuşmak ayıpları açar, acı söyleyenden dostlar kaçar.

* Eğer kalbde darlık ve üzüntü, vücutta bitkinlik ve halsizlik, rızıkta eksiklik ve bereketsizlik olursa, bunun boş ve yersiz konuşmalardan meydana geldiği bilinmelidir!

* Hikmeti konuşmakta değil, susmakta arayın!

* Susmak aklın süsü ve cehaletin örtüsüdür.

* Sükut, âlimin ziyneti, cahilin aybına perdedir.

* İbadet on kısımdır, dokuzu susmak, biri de kötü arkadaştan uzak durmaktır.

* Dil, irfan hazinesinin anahtarıdır, çok konuşan, gönüldeki hizmet cevherini boşaltır.

* Az söz edeptir, güzel amelleri korumaya sebeptir.

* Kişi dilinin altında gizlidir. Sır saklayan murada erer.

* Hayırlı söz keramet, sükut selamettir.

* Yalan zayıflatır imanı, rezil eder insanı.

* Dedikodu gıybettir, şiddetli bir afettir.

* Alay belki güldürür, ama kalbi öldürür.

* Güzel söz sadaka, mahşere nafakadır.

* Çok söz kalb katılaştırır, Haktan uzaklaştırır.

* Fazla şaka cahillik alameti, sükut et, istersen selameti.

* Az söz hikmettir, Rabbimizden nimettir.

* Dil söylerse gönül susar, gönül susunca, dil zehir kusar.

* Söz dinleyen âlim, susan sâlim olur.

* Kimin azsa sözü, açılır kalb gözü.

* Dil ederse istirahat, kalb eder rahat.

* Çok konuşan gaf eder, vakti israf eder.

* Dil yarası ok yarasından acıdır.

* Akıllı, bildiğini söylemez, deli söylediğini bilmez.

* Bilmiyorum demek ilmin yarısıdır.

* Sükut, yorulmadan yapılan ibadet, masrafsız takılan bir ziynet, hükümdarlığa muhtaç olmadan ele geçen bir devlet, duvara ihtiyaç duyulmadan yapılan kale, çalışmadan kazanılan zenginlik ve ayıpların kapatılmasıdır.

* Bütün pişmanlıklarım söylediğim sözlerden oldu. Söylemediğimden hiç pişman olmadım.

* Bazı sözleri söylemeye gücüm yetti, fakat söylediğim sözleri geri almaya gücü yetmedi.

* Ahiret yani Cennet Cehennem olmasa, dünyada mükafatlandırılamayan iyilikler, cezası çekilmeyen fenalıklar, karşılıklarını göremeyeceklerdir. Bu ise haksızlık ve kusurdur.

* Utanma, haya Cehennemden kurtulmaya vesile olur.

* Vakit, keskin bir kılıç gibidir. Mühim işleri bugün yapmalı, mühim olmayanları yarına bırakmalıdır.

* Dinin esası, emaneti yerine vermek ve sözünde durmaktır.

* Hayır eken, çok mahsul alır. Şer eken ise, pişmanlık biçer.

* İnsanların en cömerdi, istenmeden veren, en asili de intikama gücü yeterken bağışlayandır.

* Mal insanın silahı gibidir. Yani insan, sıhhatini, canını, dinini ve şerefini mal ile korur.

* İlmi olmayan bir beden, suyu olmayan şehre benzer.

* Borcundan bir kuruşu sahibine vermek, pek çok altın sadaka vermekten daha iyidir.

* Babanın çocuklarına, ilim, ahlak ve sanat öğretmesi farzdır.

* Allahü teâlâyı seven, Onun sevdiklerini de sever.

* Utanmaktan ve sıkılmaktan bahsedip de Allah’tan sıkılmayan kimseye ne kadar şaşılır.

* Dilini tutmak, altın ve gümüşü tutmaktan daha zordur.

* Dünya malı için çalışmak kolay, fakat hesabından kurtulmak zordur.

* Anaya-babaya itaat etmek, büyük günahlara kefarettir.

* Mal, ömrü huzur içinde geçirmek içindir. Yoksa, ömür mal ve şeref toplamak için değildir.

* Her gün helalinden alış-veriş yapmak, geceleri (nafile) ibadet, gündüzleri oruçla geçirmekten daha sevimlidir.

* Bid’at ehline saygı göstermek, İslam’ın yıkılmasına yardım etmektir. Bu ise amelin boşa gitmesine sebep olur.

* Üç zümreye, üç şey çirkin düşer: 1-İdarecilere, sertlik, 2-Âlimlere, mal sevdası, 3-Zenginlere ise cimriliktir.

* Hiç kimse elbise veya etiketinden dolayı makbul olamaz. İnsanın şerefi Müslüman olmasındadır. Müslümanın şerefi, ilim ve edep sahibi olmasındadır. İnsanlar, elbise ve etiketine göre karşılanır, ilim ve edebine göre uğurlanır.

* Müslümandaki üç ziynetten, birincisi ihlas, ikincisi edep, üçüncüsü tevazudur.

* Kim toprak gibi mütevazı olursa, her nimete kavuşur. Bir parça yükselse, su o toprakta durmaz.

* Kibir, şirkin kardeşidir.

* En iyi insan kalb kırmayandır. Din kardeşine eziyet eden, kalbini kıran, Kâbe’yi yetmiş sefer yıkmış gibi günaha girer.

* Komşuya eziyet etmek haramdır. Müslüman olmayan komşuyu da incitmemek lazım, onların da komşu hakkı var, hep tatlı söylemeli, tatlı hareket etmeli.

* İnsanlar iyilik gördüklerine muhabbet beslerler.

* Eğer gıybet etseydim, anamı, babamı gıybet ederdim. Çünkü sevaplarımın onlara verilmesi daha hayırlı olur.

* İlim cahilliği götürür, fakat ahmaklığı götürmez.

* Koyunlar çobanı tanıyamadığı gibi, avamda havas’ı tanımaz

* Allahü teâlânın sevgili kullarını, ehli sünnet âlimlerini tanıyan, onlardan istifade etmeye başlar. Bilse de, bilmese de!... En büyük istifadesi; imanı düzelir, sonra ibadetleri düzelir, günahlar çirkin gelmeye başlar. Bu, istifade ettiğinin alametidir.

* Bir Müslüman kardeşinin ismini duvara yazsalar, oradan geçerken ceketin düğmesini ilikle de geç.

* Her geceyi Kadir bilin, herkesi Hızır bilin, kimin ne olduğu belli olmaz.

* Kendinize, Allah rızası için, insan ancak bu kadar iyi olabilir, dedirtin. Herkese yumuşak söyleyin, yumuşaklıkla muamele edin, az konuşun, incitmeyin. Merhametli ve affedici olun.

* Düşmanınıza iyilik edin, hediye verin. Rahat edersiniz. Kırıldığınız Müslümana iyilik edin, sevmediğinize ihsan, sıkıldığınız insana güler yüz gösterin. Herkesin utanacak şeylerini örtün ve kötülükleri affedin. Doğru olun, doğru konuşun, arkadaşlarınızın hatalarına tahammül edin, herkese iyilik edin, komşuya eziyet etmeyip ondan gelecek sıkıntıya katlanın.

* Allahü teâlâ müminin hastalığını ona kefaret yapar ve günahlarının affına sebep olur. Fasıkın hastalığı ise, sahibi tarafından bağlanan devenin hâli gibidir. Daha sonra salındığında niçin bağlandığını ve neden salındığını bilmez.

* Büyüklerin nasihat ve tavsiyelerine uyarsan, henüz erişemediğin ve mutlak surette sana ulaşacak olan ölümden sevimli bir şey senin için olamaz. Eğer uymazsan da gaybda olan ölümden daha çok buğz ettiğin bir şey olmaz. Halbuki onu önlemeye gücün yetmez.

* Size her işte, her durumda Allahü teâlâdan korkmanızı nasihat ederim. Hoşunuza giden işler kadar, size zor gelen durumlarda da hakikate sarılın. Şunu bilin ki, doğru söz dışında hiçbir kelam hayır ve yarar getirmez. Yalan söyleyen, yaradılış hikmetini saptırmış, bunu yapan ise, helak olmuştur. Ey insanlar! Büyüklenmekten sakının. Topraktan yaratılıp, yine toprağa dönecek olan bir varlığın kibirlenmesi de, ne demek oluyor? Bugün var, yarın yok olan bir varlığın kendini beğenmesi ne kadar anlamsızdır!.. Kendinizi iyi tanıyın, sadece kendi noksanlarınızla meşgul olun. Yardım istenilecek tek kudret sahibi Allahü teâlâdır. Onun dışında hiçbir güç ne yapabilir, ne bozabilir.

* Şunlarla beraber bulunmaktan sakınmalı: 1- Yalancı. Çünkü emniyeti yoktur, yani emin insan değildir, ne zaman ne yapacağı belli olmaz. 2- Cimri. Kendisine ve ailesine iyilik ve yardım etmeyen, sana ne yapabilir ki. 3- Ahmak. Kârı zararı seçemez, zamanında hareket edemez, en çok işine yarayacağı zaman, seni bırakır. 4- Fasık. Bu, günah işlemekten utanmayan kimsedir. Allahü teâlâdan utanmayan senden mi çekinecek!

* Bir hata işlediğiniz zaman istiğfar edin, hatada ısrar helak olmaya sebeptir. Bir kimse geçim darlığı çekiyorsa istiğfara devam etsin. Mihnete şükretmeyen, nimete şükretmez.

* Sadaka vererek rızkınızı çoğaltın. Zekat vererek mallarınızı koruyun. Tasarrufa riayet eden sıkıntı çekmez. Tedbirli, düzenli yaşamak, geçimin yarısıdır. İnsanlarla iyi geçinmek, aklın yarısıdır. Musibet zamanında dizini döven, sevabından mahrum olur.

 
Geridön
 





Dünya Namaz Vakitleri


Türkiye Takvimi


Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.